Dağlarımızda termal su kaynağı var

Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu Karadeniz dağlarının jeotermal enerji potansiyelinin bilinen bir iki kaplıca ile değerlendirilemeyeceğini ifade etti. Bektaş, yaptığı açıklamada, Doğu Karadeniz dağlarının 40 kilometre derinliğindeki 978 derecelik ısı değerinin, bölgenin potansiyel jeotermal enerjisine karşılık geldiğini söyledi.

Dağlarımızda termal su kaynağı var
Dağlarımızda termal su kaynağı var Admin
Advert

Bölgedeki turizm potansiyelinin önemine işaret eden Bektaş, yayla turizminin gelişimine ek olarak kaplıcalara ait otellerin de artırılmasının, bölge turizminde yeni bir açılım olduğunu belirtti. Bektaş, Doğu Karadeniz dağlarının, jeolojik özelliği gereği hem maden hem de sıcak suyla dolu olduğunu anlattı. Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüksek dağların 40 kilometre derinliğindeki ısı değeri 978 derecedir. Bu ısı Karadeniz'in soğuk taş küresinin, Karadeniz dağlarının altına doğru itilmesi, orada eriyerek Doğu Karadeniz dağlarının altındaki magma odalarını oluşturmasıyla meydana gelmektedir. Milyonlarca yıl Karadeniz levhası, Doğu Karadeniz dağlarının altına doğru dalarak derinlerde ergimiş ve dağların altında sıcak magma odalarının oluşumunu sağlamıştır. Yer kabuğu içinde kırıklar boyunca yükselen magmanın bir kısmı yerin derinliklerinde yavaşça soğurken, bir kısmı da yeryüzüne kadar ulaşarak volkanları oluşturmuştur."

Milyonlarca yıl süren magma faaliyetlerinin yer kabuğunun derinlerde aşırı şekilde ısınmasına neden olduğunu belirten Bektaş, buna bağlı olarak da derin kırıklar boyunca dolaşan soğuk yer altı suyunun, mineralli termal su hâline dönüştüğünü ifade etti.

TERMAL ENERJİ YENİLENEBİLİR, SÜRDÜRÜLEBİLİR, TÜKENMEZ BİR ENERJİ KAYNAĞIDIR

Prof. Dr. Bektaş, derin faylar boyunca magma çevresine ulaşan soğuk meteorsularının ısındığını da belirterek, "Meteorsuları ısınarak çevresindeki kayaçlardan mineralleri söker ve termal kaplıca suyu haline dönüşerek yine fay ve kırıklar boyunca yeryüzüne çıkar. Yüzey ısı akısı değerlerini gösteren haritaya göz attığımızda Ayder ve İkizdere kaplıcalarının yüksek yüzey ısı akısı değerlerine sahip, magma odalarına kadar uzanabilen derin fay ve kırık sistemi üzerinde geliştiklerini görürüz." diye konuştu. Bektaş, şunları kaydetti: "Jeolojik olaylar geniş ölçekli ve bölgesel olduğundan Doğu Karadeniz dağlarının jeotermal enerji potansiyeli bilinen bir iki kaplıcayla değerlendirilemez. Bilgi ve teknolojinin kullanılmasının yanı sıra kurumsal araştırma faaliyetleri yeni termal kaynakların bulunmasına olanak sağlayabilir. Termal enerji yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez, ucuz, güvenli, çevre dostu bir enerji kaynağı olup, Doğu Karadeniz'in turizminde ve kalkınmasında önemli rol oynayabilir. Sondaj tekniğinde gelişen yenilikler ve maliyet düşüklüğü yanı sıra bölge turizminin canlandırılması gibi faaliyetler, bölgede planlı, sistematik, kurumsal jeotermal enerji aramalarına hız verecektir."

Bektaş, Doğu Karadeniz'in jeolojik özelliğinin, potansiyel jeotermal kaynakların çok daha fazla olması gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi. Doğu Karadeniz'de bilinen termal alanların araştırılarak bulunmuş kaynaklar olmadığını da dile getiren Bektaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu kaynaklar yeryüzünde serbestçe akan kendini kanıtlamış sıcak kaynaklardır. Bölgede, bugüne dek bilimsel araştırmaya dayanan, 3 bin ile 4 bin metre derinliğe ulaşan etkin jeotermal çalışma ve araştırmalar yapılmamıştır. Doğu Karadeniz dağlarının doğa güzelliği, maden potansiyeli ve HES'ler jeotermal enerji potansiyelini ve önemini oldukça gölgelemiştir. Ayrıntılı, jeolojik, jeofizik ve jeokimyasal çalışmaların hedef göstereceği sondaj çalışmaları, Doğu Karadeniz'de bugüne kadar gizli kalmış potansiyel birçok termal alanının bulunmasına öncülük edebilecektir. Bulunacak termal kaynaklar bölge turizmine etkin bir ivme kazandıracaktır."

Prof. Dr. Osman Bektaş Jeotermal Enerji Doğu Karadeniz Kaplıca
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg