Santa yollarında, Sincankaya'nın yokuşlarında

Bizim köyümüz Varvara; aslında Harmanlı diye yeni bir adı var ama eskiler Varvara derdi. Ben ilkokul çağlarında iken köy arabasına Süfla (Gölcük) ve Zimla (Özlü) yolcuları da binerdi. İyi hatırlıyorum 7-8 yaşlarındaydım; yaşlı bir amca bana “torunum neredensin” diye sorduğu zaman şehirde yaşıyor olmanın verdiği hava ile caka satarak “Harmanlı” demiştim de “orası nerededir” diye sormuştu.

Santa yollarında, Sincankaya'nın yokuşlarında
Santa yollarında, Sincankaya'nın yokuşlarında Admin
Advert

Hayvanları sabah namazında ahırdan çıkarıp yola koyulduk mu öğleye kalmaz Garon dağındayız. Kindiyin oldu mu da ver elini Sincankaya ve oradan da Simena hanları. Söylerken kolay duruyor da yola vurdun mu zor iş zor.

Büyüklerden duyardım “Garon dağına çıktık” İyi de nerede bu Garon dağı?

Bizim köyümüz Varvara; aslında Harmanlı diye yeni bir adı var ama eskiler Varvara derdi. Ben ilkokul çağlarında iken köy arabasına Süfla (Gölcük) ve Zimla (Özlü) yolcuları da binerdi. İyi hatırlıyorum 7-8 yaşlarındaydım; yaşlı bir amca bana “torunum neredensin” diye sorduğu zaman şehirde yaşıyor olmanın verdiği hava ile caka satarak “Harmanlı” demiştim de “orası nerededir” diye sormuştu.

Eskiler Harmanlı’yı bilmezdi. Biz de küçükken annemin köyü olan Gölcük’ü Sifla diye bilirdik. Komşu ve civar köylerimizden olan Zimla, Garon. Gadaroksa, Mesona köylerinin yeni adlarını ancak lise çağlarında öğrenebilmiştim. Gocaba köyünün yeni adını ise halen öğrenemedim. Zira isminin ne olacağına bir türlü karar veremediler J))))  Hâlbuki bizim köyde en az 90 yıldır Türkçeden başka bir dil konuşulmamıştır. Geçmişte köydeki Rumların bile hangi dili konuştuğu biraz muallaktır. Ancak Rum kadınların dahi Türkçe bildiği söylenir.

İlkokulda iken bir defasında mahallenin uşakları cümbür cemaat rahmetli Haydar dayının kamyonetine dolup Zimla/Özlü üzerinden bir saate yakın yol aldıktan sonra dağın başında bir yere ulaşmıştık. Bugün gitsem bulamam gibi geliyor. Orada arıcılık yapan bir vatandaş “burası Garon dağı” demişti. Tabii yaylaya çıkanların bahsettiği Garon dağı burası mı bilemiyorum ama gittiğimiz bu tepede araba yolunun bittiği yerin devamındaki patikadan önce Derebaşı’na (Varvara/Harmanlı deresi) sonra da Sula boğazı ve Sincankaya’ya çıkıldığını söylemişlerdi. Herhalde Sifla-Varvara-Zimla-Garon-Gocaba hatta Gadoroksa köylerinin yayla yolu bu hat olsa gerek. Büyük ihtimalle Arsen’in batısının tamamı yaylaya bu yoldan çıkıyordu. Süfla / Sifla köyünden Simena’ya giderken takip edildiği söylenen yol bu gün büyük ölçüde tahrip olmuştur.

Sifla – Varvara – Zimla – Garon – Gadoruksa Arsin’in batısında yer alan köylerdi ve geçmişte bu köylerin halkı birbiriyle yoğun ilişki içindeydi. Bu köylerin neredeyse tamamına 1959 – 1963 arası yol yapılmıştır. Düşününüz ki yıl 1960 ve Varvara köyüne yol daha yeni yapılıyor. O da binbir kavga ve gürültü ile.

Saydığım bu beş köyden Gadoruksa biraz daha dışarıda kalsa da köyler arasında gelin alıp verme ve akrabalık ilişkisi de yoğundur.

Arsin’in batısındaki köylerden Varvara beşlinin ortasında olması sebebiyle Trabzon ve dolayısı ile Yomra’ya gidecekler için taş yolların ve patikaların kesişme noktalarından biriydi. Sifla’dan hayvanlarını yaylaya götürenler 1960 lara kadar; bugün motorlu araç yolu olarak kullanılan hattı takip ederek Varvara üzerinden Zimla ve Garon köylerinden geçerek Garon dağındaki yayla patikasına ulaşırlardı. Yol bu patikaya kadar birkaç farklı hattan geçmekle beraber Garon dağından itibaren artık tek bir güzergâha dönüşür. Zira Sincankaya sadece tek bir boğazdan geçit veren zorlu bir dağdır. Arsen’i adeta güneyden sınırlamış, duvar gibi yükselmiştir.

Garon dağına çıkıldı mı eskilerin deyimi ile “kaldı geriye bi atla üç nal” hesabı yolun ilk kısmı tamamlanmış olur.

Garon dağının sahile uzaklığı takip edilen hatta göre değişmekle beraber yaklaşık 10-15 km arasındadır. Dağın üst kısmında rakım 1.000 metre civarındadır. O tarihlerde Garon dağına ulaşmak 3 – 6 saat kadar sürüyor olmalı. Bu nedenle Garon dağı civarında herhangi bir han olmadığını düşünüyorum.

Öğle üzeri Garon dağına ulaşanlar yemek molasının ardından Derebaşı - Sula boğazı – Kıtova hattından Sincankaya’ya ulaşırlardı. Tabii o dönemde köy yollarında yürümek de hayli meşakkatliydi. Bizim köylerimizde genellikle büyükbaş hayvan bakılırdı. Üç ya da dört erkek kardeşten oluşan bir ailenin yaklaşık 15 -20 tane ineği, danası ya da gelesi olurdu. Buna bir de amca çocukları eklenirse epeyce kalabalık bir hayvan grubunu kontrol etmek gerekirdi.

Olayın bir diğer tarafı da neredeyse herkesin aynı dönemde yola çıkması sebebi ile bazen onlarca çoban ve binlerce hayvan yollara dizilir ve ortalık karışırdı. Hele ki bir de hayvanlar acıkır da yol kenarındaki çayır çimen ya da bağ bahçelere dalarsa bak sen curcunaya. Bu nedenle hayvanlar çobanın yanına katılıp tek başına gönderilmez, genellikle ailenin erkek bireylerinden bir ya da bir kaçı çobanla birlikte giderdi.

Eğer Ahmet dayının acemi tosunu kazara Hemit aganın bahçesine dalar da ziraattan aldığı domates fidelerini yerse güler misin ağlar mısın?

 

 

 

 

 

Süfla Zimla Garon Varvara Santa Varvara Zimla Garon. Gadaroksa Mesona Gadaroksa Mesona
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg