İlaç ve insülin kullanımı sona erecek mi?

Şeker Hastalığı ameliyatı diğer adıyla Metabolik Cerrahisini Samsun’da binlerce şeker hastasına uygulayarak önemli derecede başarı elde eden Op. Dr Muzaffer Al, şeker hastalığını ve cerrahi müdahaleyi anlattı.

İlaç ve insülin kullanımı sona erecek mi?
İlaç ve insülin kullanımı sona erecek mi? Admin
Advert

14 Kasım dünya diyabet günü bu bağlamda diyabet hastalığı nedir, ülkemizde ve dünyada sıklığı nedir? 

Diyabet (şeker hastalığı) pankreas beta hücrelerinden salgılanan insülinin eksikliği ya da salgılanan insülinin etkisizliği ki biz buna insülin direnci diyoruz her iki durumda oluşan kanda glukoz yani şeker seviyesinin kontrolsüz yükselmesi sonucu pek çok organ ve sistemde hastalığa yol açan sinsi ve müzmin metabolik bir hastalık olarak tanımlayabiliriz. Hem dünyada hem de ülkemizde sıklığı artmaktadır. Günümüzde diyabet, sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi gittikçe artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. 2013 yılı itibari ile dünyadaki diyabetli birey sayısı 382 milyon iken bu sayının 2035 yılında 592 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Yaklaşık % 55 oranında bir artış öngörülmekte. Ülkemiz Avrupa’da 20-79 yaş arası en fazla diyabetli bireyin bulunduğu ülkeler sıralamasında 7 milyonu aşkın kişiyle Rusya ve Almanya’dan sonra 3. sırada yer almaktadır

Şeker hastalığı neden bu kadar sıklığı artmakta?

Bu artışın genelde sebebi rafine gıda tüketimi, fast food tarzı beslenme ve kil o alımları yani obezite ve sedanter yaşam tarzı olarak sayabiliriz.

Şeker hastalarını bekleyen tehlikeler nelerdir?

Kontrolsüz diyabet, kanda kan şekerinde yükselmeye yol açarak zamanla başta kalp-damar sistemi, göz, böbrek, sinir sistemi olmak üzere vücudun bütün sistemlerini etkileyen hastalıkların gelişmesine neden olur. Diyabetli bireylerde infeksiyon gelişme riski daha yüksektir. Kalp ve damar hastalıkların normal insanlara göre daha yüksektir. Diyabetlilerin %60-75’i kardiyovasküler hastalıklar (koroner arter hastalığı ve inme) nedeniyle kaybedilmektedir Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travma-dışı amputasyon (kol ve bacakların kısmen ya da tamamen kesilmesi) olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Pek çok diyabetli hasta kol ve bacağını kaybetmektedir. Diyabete bağlı göz hasarı yani retinopatisi olan hastaların %2’sinde körlük ve %10’unda ciddi görme kaybı oluşmaktadır. Diyabet, kronik böbrek yetersizliğinin en sık görülme nedenidir. Diyaliz ünitelerinde tedavi gören hastaların %50’si diyabetlidir. Bu hastaların yaklaşık %20 si böbrek yetmezliğinden kaybedilmektedir. Diyabet periferik ve otonom sinirlerde de hasar yapar. En sık görülen belirtiler ayaklarda uyuşma, yanma, karıncalanma, ağrı ve güçsüzlüktür. Diyabetlilerde iyileşmeyen ayak ülserleri ve enfeksiyon sık görülmektedir.

Şeker hastalığının güncel tedavileri bu problemleri tamamı ile engelleyebiliyor mu?

Diyabet (Şeker hastalığı )tedavisi, klasik olarak beslenme şekline uygun şeker hastalığı diyeti ve düzenli egzersiz ile başlar, şeker hapları ve insülin ile devam eder. Diyabet hastaları genellikle 10-12 yıl içinde insülin depolarının tamamını tüketmektedir. Bundan sonrada sürekli insülin tedavisine bağımlı kalmaktadır. Bu tedaviler, şeker hastalığına bağlı ortaya çıkan körlük, böbrek yetersizliği, kalp krizi, inme ve felçlerin ortaya çıkışını kısmen azaltabilir. Ancak uzun dönemde bu sorunları etkin olarak engelleyemez ve şeker hastalığına kesin çözüm sağlamaz. Hastaların zaten bir kısmı uzun zamandır ilaç kullanmak ve insülin ignesi vurulmaktan sıkılmış ve süreklide diyet yapamamaktadır. Pek çoğu tedavisini aksatmaktadır.

Şeker hastalığının cerrahi tedavisi mümkün mü?

Evet, mümkün

Metabolik cerrahi nedir ve nasıl etki göstermektedir?

En basit tanımlama ile tip 2 şeker hastalığının cerrahi yolla tedavisi olarak tanımlayabiliriz. Yapılan çalışmalarla İnce bağırsağımızın başlangıç kısmında insülin direnç hormonları son kısımlarında insülin duyarlılığını artıran hormonlar salgılandığı tespit edilmiştir. Şeker hastalarında şekere bağlı beta hücrelerinin cevabı azalmasına rağmen ince bağırsak kaynaklı enterik hormonlara cevabın devam ettiği gösterilmiştir. Bu durumda pankreas beta hücrelerinde sayıca artma ve insülin salgısında artma olduğu gösterilmiştir. Son yıllarda artan endüstriyel rafine gıdalar maalesef ince bağırsağın başlangıç kısmında çoğunlukla sindirilmiş olurlar bu durumda incebağırsağın son kısmına gelen besin içeriği fakirleştikçe insülin duyarlılığını sağlayan hormonlarında etkinliğide azalmaktadır. Bu durum metabolik cerrahinin temel rasyonelini oluşturmaktadır. İncebağırsağın son kısmından salgılanan ve aktif hale gelen enterik hormonlar yani inkreitinler pankreas beta hücre sayısını ve insülin salgısını artırır, kan şekeri düşürür,kan şekerini yükselten hormonu ki buna glukagon diyoruz baskılar.Sadece kan şekerinde yükselme gıdalarla olmaz karaciğerden kana şeker boşalması da olur bu hormonlar bunu engeller serbest yağ asitlerini azaltarak hedef organda insülin etkisini artırır.Bu hormonlar ayrıca hastalarda erken doygunluk ve tokluk hissi sağlar.Bu durum hastaların ideal kilolarını muhafa etmesini sağlar.Tüm bunlar düşünüldüğünde metabolik cerrahideki amacımız ince bağırsağın son kısmını daha öne alarak gıdanın bu kısıma daha erken geçişini sağlamak böylece eneterik hormonları yani inkreatinleri daha erken aktif hale getirmektir.Aktif hale gelen enterik hormonlar pankreas beta hücresinden insülin salgısını ve etkinliğini artırır,karaciğerden kana şeker geçişini azaltır,insülinin hedef organlarda etkisini artırır ve şeker yükselten hormonu baskılar. İncebağısak başlangıç kısmındaki aktivite azaltılarak insülin direnci oluşturan hormonların da etkisi azaltılır. Mide sol üst dış kısmında yer alan aşırı iştah ve insülin direnci oluşturan hormonda devre dışında bırakılır. Metabolik cerrahi ile sağlanan bu etkiler tip 2 şeker hastalarında % 80-98 oranında rezolüsyon sağlamaktadır. Metabolik cerrahi şeker hastalığı tedavisi yanında, yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit yükseklikleri ve kilo alma problemlerinde de düzelme sağlar.

Obezite ameliyatından farkı nedir?

Öetabolik ameliyat obezite yani şişmanlığı zayıflatma ameliyatlarından farklı bir ameliyat obezite ameliyatlarında temel hedef kilo kontrolüdür. Ciddi kilo problemi olan hastada sadece kilo kaybı ile kan şekeri kontrolü sağlanabilmektedir. Ciddi kilosu olan hastalarda yağ dokusu fazlalığına bağlı insülin direnci vardır. oysa normal ya da ılımlı kilolu tip 2 şeker hastalarında karaciğer, pankreas ve ince bağırsak kaynaklı direnç hormonları vardır. Bu hastalarda kilo problemi yoktur ve daha geniş kapsamlı hormonal hedefleri olan ameliyat gerekir. Metabolik cerrahi bunu sağlamaktadır.

Hangi hastalara bu cerrahi uygulanmaktadır?

Şeker hastalarına uyguluyoruz. Tip 1 şeker hastalarına uygulamıyoruz çünkü tip 1 şeker hastalarında pankreas beta hücrelerinde insülin hiç üretilmiyor. Ameliyatın uygulanabilmesi için pankreasın insülin yapabilme kapasitesinin azda olsa olması gerekiyor.ayrıca yağ dokusu kaynaklı insülin direnç hormonların pozitif, insülin üreten hücrelere zarar veren maddelerin negatif olması gerekiyor. Mevcut tedavilere rağmen kan şekerleri kontrol altında olmayan hastalara uyguluyoruz. Hastalara ameliyat öncesi bir çok test uyguluyoruz ve bu sonuçlara göre hastaları belirliyoruz.

Metabolik cerrahi ameliyatının dünya üzerindeki başlangıcı neresidir?

Metabolik cerrahi olarak 2 yöntem var.1. Transit bipartisyon. Ve diğeri ileal interpozisyon Bu ameliyatların çıkış yeri Brezilya Sao Paulo üniversitesi ben Prof.Dr. Sergio Santoro’nun dünya literatürüne kazandırdığı Transit Bipartition ameliyatını uyguluyorum. Geçen sene Fransa da İRCAD üniversitede başta İtalyan prof.Dr.Nikola Scopinaro olmak üzere, ABD, Brezilya, Hindistan, Japonya’dan gelen pek çok hocadan eğitim aldıktan sonra bu alanda Prof.Dr. Sergio Santoro’nun destek ve katkıları ile metabolik cerrahiye 8 ay önce başladım. Dr. Santoro bu alanda bana çok destek oldu. Metabolik cerrahi dünyada başta brezilya olmak üzere Japonya, ABD, Hindistan ve İtalya’da uygulanmaktadır.

Türkiye’de bu ameliyat başka nerede yapılıyor?

Metabolik cerrahi derneği başkanımız Doç. Dr .Alper Çelik ve ben şu anda bu ameliyat yöntemini uyguluyoruz metabolik cerrahi derneği üyeliğine kabülümden sonra metabolik cerrahi çalışma grubuna dahil edildim. Bu alanda Sn Dr. Alper Çelik’le birlikte metabolik cerrahi çalışma grubu içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sonuçlarımızı dünya literatüründe paylaşacağız.

Ameliyat nasıl yapılıyor? Ortalama kaç saat sürüyor?

Ameliyatı laparaskopik yani kapalı yöntemle yapıyorum. Yani karında milimetrik kesilerden girerek uyguluyorum. Ortalama 3.5 saatlik bir operasyon

Ameliyatın bilinen yan tesiri var mı? Hastanede kalış süresi ve normal hayata geçişi ne zaman olmaktadır?

Ameliyat aslında bir sindirim sistemi ameliyatı gibi düşünebiliriz. Normal bir sindirim sistemi ameliyatından farklı bir riski yok. Normal bir bağırsak ameliyatında risk ne ise bunda da o hastalarımızın ameliyat öncesi bütün tetkik ve incelemelerini yapıyoruz. Her ameliyatta olduğu gibi bütün tedbir ve önlemleri alıyoruz. Hastanede ortalama 4-5 gün kontrol altında tutuyorum.5 günde taburcu ediyorum. Genelde ameliyattan sonraki 2-3 haftalık dönem vücudun yeni metabolizmaya adaptasyon sürecidir. Kişiden kişiye değişmekle beraber bu uyumu ne kadar erken sağlarsa hasta daha erken normal hayatına dönüyor. Hastadan hastaya değişmekle beraber genelde hastalar 10 gün sonra normal hayatlarına döndüler

Ameliyat sonrası hastaların diyet yapması gerekiyor mu?

Bu ameliyattan sonra belirli bir diyet yoktur.1 gün sıvı başlıyorum.3 gün çorba ve sıvı 1 haftadan sonra püre ve sebze ağırlıklı beslenmeye geçiyorum. Bu ameliyatı uyguladığım hastalarım hormonal değişimden dolayı çok açıkmazlar, erken doygunluk hissi vardır ve fazla yemekte istemezler.

Bu yöntemle kaç hastayı tedavi ettiniz sizin bu bağlamda sonuçlarınız nasıl?

Bu yöntemle 8 ay içinde yaklaşık 40 yakın tip 2 şeker hastasını ameliyat ettim. Şu anda hastaların % 90 ‘ı herhangi bir ilaç ve insülin kullanmadan kan şekerleri normal sınırlarda seyrediyor. Toplam 3 ve 6 aylık 3 aylık şeker ölçümleri hastaların %85 inde normal değerlerine geldi.Ameliyatta ve sonrasında herhangi bir komplikasyon olmadı.Hastanede ortalama 4 günde taburcu ettim.hastaların yakın takibi devam etmekte.


TEDAVİ İLE İLAÇ VE İNSÜLİN KULLANIMI SONA ERECEK Mİ? 

Şeker hastası olan bir kişinin bu tedavi sonrası şeker hastalığı ortadan kalkıyor mu ilaç ve insülin kullanımı sona eriyor mu ve bu durum bir dönemlik mi yoksa yaşam boyu mu?

Şeker hastalarının bu ameliyattan ne oranda fayda göreceği diyabetin süresi, hastanın insülin rezevleri ve aktivitelerine bağlıdır ve diyabet süresi 10 yıldan az ne kadar çok insülin rezervi var ve aktivitesi de ne kadar yüksek ise o kadar yüksek bir başarı söz konusudur. Bu ameliyatın 13 yıllık verileri de tip 2 şeker hastalığında hastaların ortalama % 86'sı ilaç ve insülinsiz kan şekerlerini kontrol altında tutmuştur. Aynı hastalarda % 88 oranında kolesterol normale gelmiş, yüksek tansiyon % 86 oranında düzelmiş ve %90 oranında trigliserit yani kan yağları normale gelmiştir.13 yıllık takipte yeniden diyabet görülmemiştir.


 

Op. Dr. Muzaffer Al Diyabet Cerrahi Tedavi Ameliyat Trabzon
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg