Halkımız çok yalnız

Bakın söylüyorum: Gerçekten halkımız kendini: çok garip, çok yalnız, çok umutsuz, çok kimsesiz, çok yoksul hissediyor. En önemlisi de: çok idealsiz…

Halkımız çok yalnız
Halkımız çok yalnız Admin
Advert


Üstelik: hem korku ve telaş içinde, hem de teyakkuz halinde…
Bunların topluma % 10 iyiliği varsa kötülüğü de % 90’larda…
Etkili, yetkili, seçilmiş, atanmış her erk bu konuda % 100 sorumludur.
Memuru, amiri, doktoru, mühendisi, zengini, öğretmeni sorumludur…
Hele maddi olarak iyi durumda olan her öncü sorumludur…  


Bugün iyi maaş alan tüm bürokratlar,
İyi kazanan tüm zenginler,
İyi sanat yapan tüm sanatçılar,
Hepiniz, hepimiz sorumluyuz…
Acilen insanımıza dönmeliyiz.
Acilen toplumu baştan sona incelemeli ve irdelemeliyiz…
Acilen dertleriyle dertlenmeliyiz.
Acilen kişisel ve kitlesel çözümler üretmeliyiz.
Önce manevi desteği en iyi vermeliyiz.
 
Hemen ardından mutlaka maddi destekle insanımızı onura etmeliyiz.  
Tabii ki: maddi ve manevi yardımları hem bize, hem de halkımıza yakışır şekilde yapmalıyız.
Şerefli Türk insanına hizmeti “adam gibi yardım” anlayışıyla ulaştırmalıyız.
Yapacaklarımız çok, noksanlarımız çok, işimiz çoktur.
Hizmet insana olduğu için aynı zamanda işimiz kutsaldır da…  

Görüyoruz ki dış güçler dört yönden en acımasız şekilde kıstırmaya çalışıyor.
Yaşadığımız an: her iki tarafı pis bir değnek özelliğinde…
Tutsak bir dert, tutmasak iki dert:
Halep’e doğru yürümesek onlar içimize girip duruyor…
Musul’a doğru girmesek onlar aynı şekilde bizi perişan edecek.
Ayrıca üç koldan terör de saldırı halinde…

Batı, bu konuda bırakın duyarsızlığı, bize sürekli baskı yapıp durmakta.
Müttefikimiz ABD’nin bize yaptırımları da işin cabası…
Bölge ülkeleri: Irak ve Suriye tamamen kukla…
İran ve Rusya (ne yapıyorsa) kendilerine yontup durmaya çalışıyor…
İslam ülkeleri perişan, Arap dünyası uykuda…
Türk dünyası bağımsız olduklarının bile farkında değil…

Onların din kardeşi, soydaşı, düşüneni, abisi, arkadaşı “nesi” isek
sonunda biz kalıyoruz sadece…  
Böyle bir durumda, bizim de halimiz ortada…
Önce acilen halkımıza moral vererek ayakta kalmayı başarmalıyız.
Umut yüklemeliyiz halkımıza, hem de dopdolu…
İdeal yüklemeliyiz; tarihimiz kadar…
Şerefle yürümeliyiz: mazimizce…
Kenetlenmeliyiz hep birlikte…


Partileri, sığ anlayışları, ideolojileri, farklı inançları bir tarafa bırakmalıyız…
Bu ebedi ve kutlu gemide beraberiz, batarsak birlikte batacağız bilinciyle ayağa kalkmalıyız.
Birlik beraberliğimizin nice kurtuluş savaşları kazandığına inanarak yapmalıyız bütün bunları.
Dün, en umutsuz, en yoksul, en az halimizde başarabilmiştik.
Bugün ise çok daha güçlüyüz. Çok daha büyüğüz, Çok daha fazlayız.
İdeal yüklenmeliyiz sadece…  

Bunun için tüm sivil toplum örgütleri: dernekler, cemiyetler, cemaatler, odalar hepsi bu kutsal yükün altına elini koymalıdır.
Nine Hatun’un çocuğunu Tanrı’ya emanet edip cepheye koşması gibi bir şey bu aslında…
Bütün bunları: birlik ruhuyla, umut, gayret, samimiyet bilinci ve iyi bir kenetlenme ile rahat başarabiliriz.

Görülüyor ki artık: sadece ülkemiz insanı için değiliz,
çevremizdeki ülkelerdeki insanlarımız da bizlerden nice umutlar bekliyor…
Sorumluluğumuz da çok, vebalimiz de…
Unutmayın: biz çok büyüğüz de ondandır bütün bu olanlar…
Hadi bakalım: titreyip kendimize dönelim… 

İbrahim Hakkı Gündoğdu Halkımız çok yalnız
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg