Bu anlayışın sahibi olan futbol adamları genellikle uzun yıllar altyapıda gençlere emek vermiş kişilerdir. Genç futbolcu 16-17 yaşlarına geldiğinde onu A takıma çıkarmak yerine, kendisini geliştireceği düşüncesiyle alt düzey bir takıma gönderilir. Ondan sonra ne mi olur? Allah selamet versin. Genç futbolcumuz, hayatıyla ilgili bir karar vermesi gereken yaştadır. Futbolcu mu olacak, üniversiteye mi gidecek, bir meslek sahibi mi olacak?

Bu arada gencimizin aklını çelmek isteyen çok olur. Sağdan soldan transfer teklifleri başlar. Taraftarların yabancı transferlerin yolunu gözlediği, hasbelkader altyapıdan A takıma çıkma şansını yakalayan gençlerin de “bunu nereden buldular yaaaa” tepkisiyle karşılandığı bir ortamda gencimiz “eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir” düşüncesiyle yine alt liglerden bir başka takıma transfer olur. Artık nasibi neyse, 100 bin lira mı 200 bin lira mı, Allah bereket versin. Bu arada yaşı 20’leri bulmuştur. O da herkes gibi evlenmek ister, güzel bir evi ve arabası olsun ister.

Öte yandan onu “pişsin” diye Anadolu bozkırına gönderen ve bir gün A takımına çıkmayı hayal ettiği takımın taraftarı kendisini çoktan unutmuştur. Varsa yoksa transfer transfer transfer… Yerli transfer, yabancı transfer… Yok golcü lazım, yok sağ bek lazım… Milyon eurolar havada uçuşur. Scout ekipleri gece gündüz çalışır, Avrupa’dan Güney Amerika’ya transfer piyasasının altını üstüne getirir. Bizimki pişti mi, yandı mı, arayan soran olmaz.

Bakın aşağıda bir tablo var. Avrupa liglerinde 23 yaş altı ve 21 yaş altı futbolculara hangi ligde ne kadar süre veriliyor, bakın. Bizim her transfer döneminde kapısına dayandığımız Avrupa gençlere ne kadar süre veriyor iyice bakın.

Bu tabloyu inceleyince elimizdeki varlıkların değerinden ne kadar habersiz olduğumuz bir kez daha ortaya çıkıyor. Ülkemiz alt yaş gruplarında başarılı olduğu halde A takımlar düzeyinde bu başarı düşüyor. Öyle olduğu halde gençlerimize en üst ligde daha az yer vermemiz acaip bir durum.

Buradan taraftara sesleniyorum. Bırakın transfer haberi beklemeyi! Bir defa da “bu sene altyapıdan A takıma kimi çıkardınız?” diye sorun. Kendiniz gibi gençlere güvenin. O yolunu gözlediğiniz yabancılar başka gezegenden gelmiyor. Geçmişteki başarıları yaşamak istiyorsanız, geçmişteki kaynağa dönmeniz gerektiğini artık görün. Ali Kemaller, Fatihler, Gökdenizler her yıl yok olup gidiyor. A takımda yabancılardan kendisine sıra gelmeyeceğini düşündüğü için 2. veya 3. lige transfer olup kendisini kurtarmaya bakıyor.

Yönetimlerin de bu kamuoyunu yönetmesi gerekiyor. “Arkadaşlar! Yabancı transferin de iyi oynayacağının garantisi yok. Gelin biz altyapımızdan birkaç gence şans verelim. Yabancılara vereceğimiz ücretin 5’te 1’ine oynasınlar. Hem bütçemiz düzelsin hem de gençler şans bulsun. Böylece altyapıdaki arkadaşları da motive olsun. Gelecek için böyle yapmak daha doğru olur.” diyecekleri yerde hala devre arasında transfer yapmaktan bahsediyorlar. Biraz da gözünüzü alt yapıya ve bölge takımlarına çevirin.