Başlığı Siz Koyun

Türkiye gibi stratejik konuma sahip ve birçok devletin çıkarlarının önünde engel gibi duran bir ülkeyi yönetmek çok zor. İçeride ve dışarıda düşmanlar alçaklığın, hainliğin her türlüsünü sergiliyor. Kendilerinden bekleneni birbiri ardına harekete geçiriyorlar. İstemesek de düşman düşmanlığını yapacak. Bu düşmanlıklara en büyük direncimiz ve karşı koyuşumuz toplumsal birlikteliğimiz olacaktır.

Başlığı Siz Koyun
Başlığı Siz Koyun Admin
Advert

 

Okuyucularım nezninde her konuda ahkâm kesen bir yazar olmak yerine kendi alanına dair derli toplu yazılar yazan birisi olmayı her zaman tercih etmişimdir. Fakat ülkemizin içinde bulunduğu gündem buna izin vermemeye başladı. Hepimiz ülkemiz ve yakın coğrafyamızdaki üzücü hadiseler karşısında farklı bir psikolojiye bürünmeye başladık.

Kendi kendime geçen hafta sonunda İstanbul’daki kalleş bir saldırı sonucu hayatını kaybeden henüz sakalları çıkmamış körpe polislerden biri olsaydım ne yapardım diyorum. Birliğinden heyecan içinde sevdiklerine ve yavuklularına telefon açmanın heyecanını yaşadığı sırada hain bir saldırının ortasında kalan Kayseri’deki mehmetçiklerimizin yerinde olduğumu farz ediyorum. Kalleş bir saldırıda bir yakınımı yitirmiş olsaydım ne yapardım diye kendi kendime soruyorum. Bir taraftan, ön verilerek ülkede darbe yapacak güce erişen FETÖ’nün ve boşalttığı kadroların neden olduğu zaafiyetleri hayal etmeye çalışıyorum. Ülkemizin son dönemlerdeki en önemli sorununun terör olmasına karşın hain saldırılardan sonra yapılan birlik çağrılarının yavaş yavaş bir sonraki yürek dağlayan olaya kadar yerini kısır çatışmalara bırakmasının nedenlerini düşünüyorum. Ülkenin her köşesinde, terörle mücadelede her koşulda devletimizin arkasında duran ve bu konuda safları hiç gevşetmeyen biz vatandaşlara kısır çatışmaların sahiplerince her vahim olay sonunda birlik ve beraberlik çağrıları yapmasına verecek cevabı hayal etmeye çalışıyorum (Yöneticilerimiz terörle mücadelede halkımızdan yana bir sorun olmadığını bilmelidir. Bunun en somut ispatı 15 Temmuz gecesidir). Yüz bulan grupların ülkenin temel sorunlarına çözümde kıllarını kıpırdatmazken ortaya çıkan boşluklarda kendilerine yer açmak uğruna gösterdikleri eforu görünce gelecekte nelerle karşılaşabileceğimizi tahmine koyuluyorum. Bir bir yere düşen fidanların gazetedeki fotoğraflarını görünce yüzlerine bakmaya utandığımdan gözlerimi kaçırmamın verdiği hisle boğazım düğümleniyor.  Bütün bu yaşananlar karşısında başka bir psikolojiye bürünmeye başladığımı fark ediyorum. Toplumun da benzer psikolojik atmosfere doğu hızla yol aldığını görüyorum.

Türkiye gibi stratejik konuma sahip ve birçok devletin çıkarlarının önünde engel gibi duran bir ülkeyi yönetmek çok zor. İçeride ve dışarıda düşmanlar alçaklığın, hainliğin her türlüsünü sergiliyor. Kendilerinden bekleneni birbiri ardına harekete geçiriyorlar. İstemesek de düşman düşmanlığını yapacak. Bu düşmanlıklara en büyük direncimiz ve karşı koyuşumuz toplumsal birlikteliğimiz olacaktır. Toplumsal birlikteliğimizi ise sıkıntılı dönemlerdeki birlik çağrılarından daha çok huzur zamanlarındaki uygulamamız belirlemektedir. Birlikteliğin olmadığı yerde hepimizin içinde bulunduğu geminin su alması kaçınılmazdır. Su alan gemide bilim de yapılmaz, namus da korunmaz. Makamların ve malların da hiçbir anlamı yoktur.  Birlik içinde güçlü olmak inançla ilgilidir. Her işimizin liyakate dayalı yapıldığını bilmek, her kesimin her koşulda ortak kaygılarının ülke olduğunu görmek güçlü olmaya olan inancımızı artıracaktır.

Başka gidecek bir ülkemiz olmadığını, hayatlarımızın ve makamlarımızın geçici olduğunu, çocuklarımıza daha güçlü ve huzur içinde bir ülke bırakmanın hem vicdani hem de Yaratıcı indinde bir sorumluluğu bulunduğunu iliklerimize kadar hissetmemiz gerekmektedir. Aksi durumda nelerle karşılaşabileceğimizi anlamak için yanıbaşımızdaki Suriye ve Irak’a bakmak yeterli olacaktır.

Yoğun duyguları yaşadığımız şu günlerde hissettiklerimi özetlemeye çalıştığım yazımın içeriğini karşılayacak bir başlık bulamadım. O nedenle başlığı sizin takdirlerinize bırakıyorum.

Bütün yaşananlara rağmen ümidimizi kaybetmenin bir çözüm olmadığını bilmek, terör belasının def edilmesi için gerekli mücadelede devletimizin yanında olduğumuzu her an göstermek gerek.

Huzur içinde bir gelecek temennisi ile kalın sağlıcakla.

Ali Kandemir Beşiktaş Kayseri patlama çevik kuvvet Komando
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg