Biz eğitimcilere dair küçük bir öneri

Eğitim süreçlerinin en kıymetli, bir o kadar da en narin elemanı öğrencilerdir. Biyolojik açıdan öğrenme engeli olmayan bütün bireyler eğitilebilir özelliktedir. Mezun ettiğimiz veya edemediğimiz her birey eğitim sistemimizin dolayısı ile biz öğreticimizin aynasıdır.

Biz eğitimcilere dair küçük bir öneri
Biz eğitimcilere dair küçük bir öneri Admin
Advert

Ülkemizde işini hakkı ile yapmaya çalışan azımsanamayacak miktarda eğitimcimiz vardır. Nüfusumuzun büyüklüğünü, eğitim alanında kat edilecek çok daha fazla yol olduğunu ve bu yolun hiçbir zaman bitmeyeceğini varsaydığımızda yetkin eğitimci sayımızın eksik olduğu açıktır. Elbette ülkemizde eğitim sorunlarının sorumluluğunu tek başına eğitimcilerimizin üzerine yıkamayız. Eğitimin planlanması, amaç ve hedeflerinin belirlenmesi, gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi, ihtiyaç duyulan fiziki koşulların oluşturulması ve oluşturulan koşulların sürekli hazır halde tutulması, eğitim-öğretimin organizasyonu ve nihayet eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi bir ülkedeki eğitime dair temel süreçlerdir. Örgün öğretimde bu süreçlerin her birinin ayrı bir önemi olmasına karşın, eğitim-öğretim faaliyetlerinin odağındaki öğrenci-öğretici (akademisyen, öğretmen) ilişkilerinin sıcaklığı, eğitimin çıktılarını belirleyen ana unsurdur.

Eğitim süreçlerinin en kıymetli, bir o kadar da en narin elemanı öğrencilerdir. Biyolojik açıdan öğrenme engeli olmayan bütün bireyler eğitilebilir özelliktedir. Mezun ettiğimiz veya edemediğimiz her birey eğitim sistemimizin dolayısı ile biz öğreticimizin aynasıdır.  

Günlük yaşamlarında değişik sorunlarla boğuşmasına karşın eğiticilerimiz, her şeye rağmen ülkemizin geleceği, biricik ve en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımızın eğitim konusunda bazı etik değerleri özümsemek zorundadır. Ülkemizde tek bir bireyimizi bile kaybetme lüksümüz yoktur. Olamaz da. Önümüze gelen öğrencilerin iyi yetişmediği, birçok konuda eksik olduğu, sistemin bozuk olduğu şeklinde mazeretlerin arkasına sığınılarak işimizi savsaklayamayız. Eğitim gibi kutsal işler savsaklanamaz.

Ülkemiz koşullarında eğitim faaliyetlerinin çıktıları kontrol edilmediği, süreç kontrolü yapılıp gerekli iyileştirmeler genel olarak yapılmadığı için bir üst kademeye çıkan öğrencilerimizin yeterliliklerini bilmiyoruz. Hal böyle olunca eğitimin her kademesinde doğal olarak iyi yetişmemiş öğrenci profili ile karşılaşıyoruz. Buna rağmen hiçbir çocuğumuzu göz ardı edemeyiz, yok sayamayız.

İhmal edilen her bir çocuk hem bireysel, hem de toplumsal bir kayıptır. Kaybedilen her bir birey, gelecekte insanlığın düşmanı, fakirliğin temsilcisi, terör örgütlerinin elemanı olarak toplumun karşısına dikilecektir.  Hem de biz eğitimcilerin eseri olarak. Eğitimciler olarak sınıflarımıza girdiğimizde her bir öğrencinin kendi çocuğumuz olduğunu düşünmeye başladığımızda, eğitime dair sorunların birçoğu kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bu düşünce biçimi eğitime dair sorunları çözmede en uçuz ve etkili yaklaşım biçimidir. Bunu yapamayanlar varsa önerim, bu kutsal mesleği bırakmalarıdır.  Böylece kedilerine, öğrencilerimize ve ülkemize daha faydalı bir iş yapmış olurlar. Eğitimcilik toplum için model insan olmayı ve adanmışlığı gerektirir.

Ali Kandemir Eğitim Biz eğitimcilere dair küçük bir öneri
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg