Trabzon'un 60 yıllık antikacısı

Trabzon’un ilk ve tek antika dükkânı âdeta bir târihi andırıyor.

Trabzon'un 60 yıllık antikacısı
Trabzon'un 60 yıllık antikacısı Admin
Advert

Abdullah Tabakoğlu, Trabzon’da tek antikacı. Kahramanmaraş Caddesi’nde bulunan antika dükkânının vitrinini vazolar, süs eşyaları, ibrikler ve saatler süslüyor. İçeri girdiğinizde toz kokulu dükkân ve kalabalık şekilde duran antikalar karşılıyor sizi. Fakat tek tek antikalara baktığınızda ve Tabakoğlu’ndan antikaların değerini dinlediğinizde o tozlu kalabalık birden gözünüzde değer kazanmaya başlıyor.

Tabakoğlu’nun asıl mesleği kuyumculuk ama babası vefat edince babasının antika dükkânını devralmış. Babası Mustafa Tabakoğlu, oğlunun dükkânını devralmasını istemediği hâlde onun fotoğrafını dükkânın başköşesine asmış. Abdullah Tabakoğlu da babası gibi oğlunun antikacı olmasını hiç istemiyor. 60 yıldır aynı yerde duran dükkâna ve antikalarına sadakatle bağlı olan Abdullah Tabakoğlu aynı zamanda çok sevdiği ve beğendiği antikaları elinde tutmak için alıcının veremeyeceği fiyatlar söylediğini de kabul ediyor.

BU MESLEĞİ ÇOCUKLARIMA BIRAKMAYACAĞIM

Abdullah Tabakoğlu’nun antika serüveni babasının bakır fabrikasını satıp antika dükkânı açması ile başlıyor. İlkokul ikiye giderken, evden dükkâna sefertası ile babasına yemek götürüp dükkânda vakit geçirdiğini söylüyor. Babasının da kendisi gibi bu mesleği oğluna bırakmayı istemediğini söyleyen Tabakoğlu, “Rahmetli babam derdi ki ‘Ben bu mesleği çocuklarıma bırakmayacağım. Bu meslek insanlara hitap etmiyor.’ Babamın sözünü dinlemedim fakat ben de aynı düşüncedeyim.” diyerek mesleğini çocuklarına bırakmak istemediğini belirtiyor.

TOPRAKALTI ÜRÜNLER ANTİKA DEĞİLDİR

Babasından sonra 22 yıl boyunca antikacılık mesleğini sürdüren Tabakoğlu, antikayı eski ve el sanatı ürünleri olarak tanımlıyor. Toprak altı ürünlerini antikadan saymadığını söyleyen Tabakoğlu, “Ben asalet satıyorum. Antikada sanat ve el emeği ararım. Toprak altı ürünleri satmam. Kültür varlığı olan özel eserler satarız.” sözleri ile her şeyin antika sayılamayacağını belirtiyor. Porselen ve cam ürünlerinin halk arasında antika olarak bilindiğini söyleyen Tabakoğlu, “Milletimiz antikayı yanlış anlıyor. Antikanın tam anlamını bilmiyorlar. Bir avize eskiyse millet ona antika diyor.” sözleri ile gerçek antikanın bilinmediğini ifade ediyor. Cam ürünleri üzerinden örnek veren Tabakoğlu, “Camın Finike’si vardır bu antikadır. Gerçek Finike ve Bizans ürünleri antikadır. Ürünün metal eskisinden ve üzerindeki işçilikten yapıldığı dönemi belirliyoruz. Antikada fiyatlar eskiliğine ve el emeğine göre belirleniyor.” diyerek antikanın aslında ne olduğunu anlatıyor.

Antikaları Trabzon’dan, civar il ve ilçelerden topladığını söyleyen Tabakoğlu, “Çok nadiren bir ürünün peşinden giderim. Trabzon’dan civar il ve ülkelerden gelen ürünleri alıyorum. Aldığım ürünlerin sanat değeri taşıması ve el emeği ürünü olması çok önemli. Göze hitap etmesi gerekiyor. Evleri süsleyecek, sanat değeri taşıyacak el yapımı ürünleri alıp satıyoruz kısacası.” sözleriyle antikada aranan özelliklerin el emeği olması ve sanat değeri taşıması gerektiğini vurguluyor.

Tabakoğlu’nun antikalarına bağlı olduğunu, onlara kıymet verdiğini, istediği fiyatlardan anlıyoruz. Satmak istemediği antikalara fazla fiyat istediğini söyleyen Tabakoğlu, “Çoğu tüketicimiz bilinçsiz bir gösteriş amacıyla antika alıyor. Satmak istemediğim çok beğendiğim antikaya alıcının veremeyeceği fiyatı istiyorum. Böylece ona bakıp gönlümü doyuruyorum.” diyor. Tabakoğlu’nun satmak istemediği ürünlerden biri de elinde tuttuğu bronz heykel. Top taşıyan bronz at heykelini elinde tutarken Tabakoğlu, bu heykelin onun için değerinin olduğunu söylüyor.Tabakoğlu heyecanla bronz heykelin özelliklerini anlatıyor: “Bronzdan yapılması ve arkadaki arabanın net özelliklerinin aktarılması bu objeyi değerli kılar. Sarı metal zor eriyen bir metal olduğundan bu metalden yapılan heykeller çok değerlidir. Kurşundan olsa beş para etmez. Çünkü kurşun yumuşak metaldir elle şekil verilir.” Antika alacak olan müşterilerin kültürlü ve antika ile ilgili bilgisi olması gerektiğini belirten Tabakoğlu, “Antikalar önce insanların değer vermesiyle değer kazanıyor. İnsanlar kültürlü ve bilinçli olmalı. Kültür olmadığında zaten bizim sattığımız eşyadan anlamıyor. Gelen müşteri bilinçli olacak, ürünü anlayacak. Para gücü fazla olup kültürü olmayan insan gözünün beğendiğini alıyor. Örneğin ünlü markaların ürünlerine baktığınızda çoğu estetikten yoksun ve fabrika malı ürünler. Bunlar antika ile kıyaslanamaz.İnsanların kültürü olmadığında zevkleri de kabalaşıyor.Bizim müşterimiz önce sanat değerine bakacak.Antikayı köşeye koyduğunda eşyadan zevk almalı. Bilinçli olan müşteri bizde bulabildiğini alıyor. Fakat bulamadıkları antikanın peşinde gidiyorlar.” diyerek müşterilerinin çoğunun antika konusunda bilgili ve kültürlü olduğunu söylüyor.

Kaynak: günebakış - Berkant PARLAK

Trabzon Antika Abdullah Tabakoğlu
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg