“Başarımızın sırrı aile ortamı”

“Başarımızın sırrı aile ortamı”
“Başarımızın sırrı aile ortamı” Admin
Advert

Ali Cihan Akgül, pırıl pırıl bir Trabzon delikanlısı. İstanbul'da doğmuş büyümüş ama sayısız yaşıtı gibi bu durum kendisi için sarf ettiğimiz Trabzon kimliğini gölgelemiyor, seyreltmiyor. Halen başkanlığını yürüttüğü Trabzon Dernekleri Federasyonu Gençlik Kolları'nın neredeyse kurulduğundan beri içinde bulunuyor. İyi bir üniversitenin seçkin bir bölümünden mezun olmuş, yani bunca faaliyet içinde tahsilini de ihmâl etmemiş.

Trabzon'un Fethi etkinliklerine katılan ya da haberlerini takip eden herkes aslında kendisini tanır. Hani şu Temsili Fetih Yürüyüşü'nde at üstünde Fatih Sultan Mehmet figürü olarak gördüğümüz arkadaşımız. Fakat ne kadar alışmış olsak da galiba artık kendisini o yürüyüşte Fatih rolünde göremeyeceğiz, çünkü röportaj esnasında yerini başka genç arkadaşlara bırakmak istediğini söyledi.

 

Ali Cihan Akgül ile TDF Gençlik Kolları'nın dünü, bugünü ve yarınını konuştuk. İlgiyle okuyacağınızı umut ediyoruz.

-------------

Ali Cihan Akgül 1989’da İstanbul’da doğdu. Aslen Trabzon Dernekpazarı’ndan. Haliç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü mezunu. Serbest meslekle uğraşıyor. Sekiz yıldır TDF Gençlik Kolları’nda aktif olarak rol alıyor. Halen Gençlik Kolları Başkanı.

-Trabzon Dernekleri Federasyonu diğer bütün Trabzon sivil toplum kuruluşlarını imrendirecek bir gençlik kollarına sahip. Başlangıcından beri çok aktifsiniz. Sizin başkanlığınızdan önce de sizin döneminizde de bu değişmiyor, sürekli örnek faaliyetlere imza atıyorsunuz. Diğer STK’ların başaramadığını siz nasıl başardınız? Sırrınız nedir?

-Gençlik Kollarımız 2007 yılında kuruldu. Yani federasyonumuzun resmi kuruluş yılı olan 2005’ten iki yıl sonra. İlk başkanımız bir eğitimci olan Arif Kurumahmut’tur. Ben 2008’de üniversiteye başladığımda bu kuruma dâhil oldum.

-Nasıl dâhil oldunuz? Bir başkasının tavsiye ya da teşvikiyle mi geldiniz?

-Hayır, tamamen tevafuktur. Yoldan geçerken tabelayı gördüm ve bir çay içmek için uğradım. Hemen ilk yıldan Gençlik Kolları yönetimine girdim. Diğer başka değerli oluşumlardan da teklifler geldi ama ben bir üst kurum olarak kabul ettiğim için burada çalışmayı tercih ettim. Yoksa zaman ve enerjim bölünecekti. Sadece TRABMARDER’de (Trabzon-Kahramanmaraş Kardeşlik Köprüsü Derneği) kurucu yöneticiyim.

Arif Kurumahmut’tan sonra ikinci başkanımız Korkut Yılmaz Ayaz oldu, onun yönetiminde de başkan yardımcısıydım. Ardından, halen federasyonumuzun genel sekreteri olan İbrahim Akın başkanlığımızı yaptı, onun yönetiminde de başkan vekiliydim. Federasyon’un kongresi gerçekleşip de İbrahim Akın genel sekreter olunca bu göreve bizi layık gördüler.

-Başka derneklerin yapamadığını siz nasıl yaptınız, bunun sırrı nedir diye sormuştum? Federasyon yapısı olmasının etkisi var mı mesela?

-Kurumumuzun federasyon ismi ve sıfatı taşımasının mutlaka etkisi vardır. Fakat bana göre gençlik kollarının kuruluşundan itibaren bir aile ortamı oluşturmaya özen gösterdik. Aramızda kız arkadaşlarımız da vardı, halen de var. Her dönem gençlik kolları yönetiminde bulundular. Biz ince çizgiyi hep koruduk, ortama en ufak bir kötü niyetin girmesine müsaade etmedik. Deyim yerindeyse “flört edemezsiniz, istiyorsanız evlenin” gibi bir düşünceyle hareket ettik. Bunun neticesinde aramızda evlenip yuva kuran arkadaşlarımız oldu.

Bizim gibi bir üst yapının gençlik kolları şeklinde değil de bizzat kendisi gençlik örgütlenmesi olan ve güzel çalışmalar yapan kurumlar da var. Örneğin TÜSED (Trabzonlu Üniversiteliler Derneği) bunlardan biridir. Çalışmalarını çok beğeniyor ve takdir ediyorum. Sağ olsunlar bizi de her etkinliklerine davet ederler, biz de seve seve katılırız. Tabii TDF ile diğer kurumların bazı farklılıkları var. Bize taraftar grupları da dâhil olmak üzere çok gelenler oldu ama tutunamadılar. Beni şahsen rahatsız etmiyor, onlarla beraber olduğum zaman hiçbir yadırgama hissetmiyorum ama TÜSED’in sanki biraz dışarıya kapalı bir yapısı var gibi. Biraz daha halka inmeleri gerekir diye düşünüyorum.

-Gençlik Kolları birçok faaliyetin öncüsü oldu. Hatta bazıları bugün Federasyon’un gerçekleştirdiği büyük ve geniş çaplı etkinlikler arasında yer alıyor, Trabzon’un Fethi kutlamaları gibi. Onu mütevazi bir formatta da olsa siz başlatmıştınız.

-Biz projeci bir yapıya sahibiz. Böyle başladık ve böyle gidiyoruz. Bunlar aslında insanların aklına gelmeyecek kadar karmaşık ve zor işler değil gibi görünüyor. Ancak biz hayata geçirince çok büyük ses getiriyor. Trabzon’un Fethi etkinlikleri de bunlardan biri. “İstanbul’un Fethi Trabzon’un Fethi’yle tamamlanmıştır” düsturunu çok iyi işledik. Ayrıca belirteyim, bundan böyle temsili fetih yürüyüşünde Fatih Sultan Mehmet figürü olmayacağım. Artık başka genç arkadaşlara fırsat vereceğiz, hak eden gençler mutlaka bu kurumda ön plana çıkıyor. Federasyonumuzun en önemli özelliklerinden biri budur, kimsenin sizin önünüzü kesmek gibi bir gayesi yoktur.

-Federasyon üst yönetim size gereken desteği veriyor o halde?

-Kesinlikle. Biz zaten burada bazı etkinlikleri tamamen Gençlik Kolları olarak organize ediyor olmamıza rağmen bunu TDF adı altında yapıyoruz, çünkü bu kurumun çatısı altındayız. Onların destekleri olmadan da bu etkinlikleri düzenleyemeyiz.

- Gençlik Kolları yönetiminden üst yönetimine transferler olmaya başladı. Bu başka hemşehri STK’larında pek rastladığımız bir şey değil. Bu gençleri heveslendiren ve daha istekle çalışmalarını sağlayan bir dinamizme sebebiyet veriyor mu?

-En önemli özelliklerimizden biri budur. Tıpkı bir futbol takımında altyapıdan A Takım’a oyuncu çıktığı zaman altyapıdaki gençlerin heveslenmesi ve heyecanlanması gibi bir şey. Bunun en güzel örneklerinden biri de benim durumum. Hem genç arkadaşlarla birlikte çalışıyorum hem de üst yönetimin toplantılarına katılıyorum. Böylelikle her iki taraf arasında sağlıklı iletişim ve etkileşim temin etmiş oluyoruz. Bana kadar görev alan Gençlik Kolları başkanları üst yönetimde yer almıyordu. Federasyonumuzun son kongresinde bunun istişaresini yaptık, temellerini attık ve uygulamaya koyduk. Şimdi Gençlik Kolları Başkanı aynı zamanda Federasyon üst yönetiminin de bir üyesi konumunda.

-Gençlik Kolları’nda sizin döneminizde hangi faaliyetleri gerçekleştirdiniz, önümüzdeki dönem faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Neler yapacaksınız?

-Gelir gelmez Engelliler Organizasyonu yaptık. Engelleri Sanatla Aşalım Derneği’nin tiyatro oyununa gittik. Gelecek dönemlerde onlarla birlikte bir oyun sahneye koymayı planlıyoruz. Benim göreve başladığım günler ülkenin sıkıntılı bir dönemine denk geldi. Rakam vermeyeyim, çok sayıda hatm-i şerif yaptık ve Kadın Kolları’yla ortaklaşa Federasyon merkezimizde dini bir sohbet gerçekleştirdik. Hemen akabinde Gençlik Kolları Başkanlığı için devir teslim töreni yapacaktık ama yine arka arkaya şehit haberleri gelince benim talebim üzerine iptal ettik. Kurumun içinde geçirdiğim sekiz yılda zaten fiiliyata dökülen bütün projelerin içinde hep vardım. Hiçbir zaman ego problemim olmadı, ismimin ön planda görünmesini hiçbir zaman önemsemedim.

-Bundan sonra neler yapacaksınız?

-Kızılay’la geçmişte olduğu gibi yine çalışmaya ve kan bağışı kampanyaları düzenlemeye devam edeceğiz. Etkinlik mekânı olarak artık büyük ihtimalle Feshane olmayacak. Yurt içinde İstanbul dışında bir il ve yurt dışında Belçika ve Almanya programlarımız olacak. Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’ta ziyaretlerine gittiğimiz İskele Trabzonspor takımın İstanbul’a gelip misafirimiz olacak. Kıbrıs’tan gelecek olan yaklaşık 30 kişilik bir ekibi ağırlayacağız. Geri kalan etkinliklerimiz gün gün belli, ancak hepsini açıklayıp vaktinizi almayayım. Biraz da sürpriz olsun.

-Son sözlerinizi de alalım?

-Gençlik Kolları’nın bugüne kadar görev almış en genç başkanı durumundayım. Yönetimin yaş ortalamasını da hayli düşürdük. Bu aynı zamanda bir riski de içermiyor değil, ancak toplum artık gençlerine güvenmeli ve sorumluluk vermeli diye düşünüyorum.

Karadeniz Manşet

 

 

 

Trabzon Dernekleri Federasyonu Gençlik Kolları Ali Cihan Akgül
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg