Bugün katıldığım bir toplantıda çok değerli bir bilim insanımız (izin almadığım için ismini yazamıyorum), Londra’da çalışmak için ilk kez ziyaret ettiği bir hastanede etrafı gezdiren ve çalışma kurallarını hatırlatan bir bayan sekreterin kendisine söylediği ve unutmadığı bir cümlesini aktardı.

Sekreterin unutulmayan cümlesi “burada kişisel sorular sorulmaz”. Bunu şöyle de okuyabiliriz: Kurumumuzda herhangi birisinin ne kadar maaş aldığı, kimin adamı olduğu, medeni durumu, grubu, partisi, ırkı, inanışları ve kültürel özellikleri kimseyi ilgilendirmez. İlgilendiğimiz şey kişinin yaptığı işin kalitesidir. Konferansının ilerleyen bölümünde konuşmacı, bir kişiyi kendini ilgilendiren kişisel özellikleri ve ilişkileriyle değil, fikirleriyle değerlendirmemiz gerektiğini vurguladı. Bana göre sayın konuşmacı "modern dünyanın istediği ve değer verdiği, üstelik bizim de ihtiyaç duyduğumuz en önemli şey, alanında yeni fikirler üreten beyinlerdir" demek istedi.

Yeni fikirler yeni çözümler demektir. Yeni fikirler bilgiye dayalı hedefi belli olan çalışmanın ürünüdür. Kişilerin kalitesi ilişkileri ile değil yenilikçi fikirleriyle ölçülmelidir.

Ne zaman ki bize yeni görevler için önerilen kişi için; “adayın bu göreve talip kişilerden farklı fikirleri nedir?” sorusunu sormaya başlar isek doğru yoldayız demektir. Ülke olarak bir türlü istediğimiz seviyeye ulaşma yolunda niçin sürekli patinaj yaptığımızı bir de bu yazıyı okuduktan sonra düşünelim. Toplumda,  farklı çözüm yolları geliştirdiği için taltif edilen ve değer verilen çok az kişiye şahitlik ettiğinizi de unutmadan.