Güçlü olmak değil, haklı olmak başkanım…

Güçlü olmak değil, haklı olmak başkanım…
Güçlü olmak değil, haklı olmak başkanım… Admin
Advert

Son günlerde katıldığımız benzer amaçlı, farklı formatlı iki etkinlik hakkında kıyaslama yaparak bir takım sonuçlara ulaşmak istiyoruz. (İkisinin de haberini yaptık. Sitede bulabilirsiniz) Önce ikincisinden başlayalım:

Perşembe akşamı Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta ile yönetim kurulu üyeleri Emre Aksoy ve Yiğit Oğuz Duman YTÜ Davutpaşa Kampüsü’nde öğrencilerle bir araya gelip sohbet ettiler. Tabii ev sahipliğini yapan Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek de aynı zamanda Trabzonspor yönetim kurulu üyesiydi ama o sohbete katılmadı.

Emre Aksoy’la Yiğit Oğuz Duman’ın soru-cevap bölümünde birer soruya cevap vermeleri dışında Başkan Muharrem Usta konuştu, soruların da geri kalanını kendisi cevapladı. Bu arada biz eski başkan Mustafa Günaydın konuşurken ayrılmak zorunda kaldık, etkinliğin geri kalanında ne olup bittiğini dostlarımızdan dinledik.

Artık çiçeği burnunda balayı dönemini yaşayan değil, gelişen olaylar karşısında inisiyatif almak ve müdahil olmak durumunda olan bir yönetimden bahsediyoruz. Enkaz devralmış olmanın getirdiği kredi çok erken bitecekti, bitti de nitekim. Buna bir de Galatasaray maçının travması eklendi, Trabzonspor yönetimi sistemin kendisine tahsis ettiği dar alanda oynamaya çalıştı.

Kendilerinden Trabzonspor’u ya bu dar alandan kurtarmasını ya da bu alanda en güzel oyunu oynamasını bekleyen camia, her zaman olduğu gibi hayal kırıklığına uğradı. Kapalı kapılar ardında ya da zirvelerde neler olup bittiğini ortalama taraftarın bilmesi mümkün değil. Onlar da gördükleriyle amel ediyorlar ve Kulüpler Birliği toplantısında gördükleri bir fotoğraftan rahatsız oluyorlar. Bunu da işte dün akşamki panelde dile getiriyorlar. Yani başkan ve yönetime vaat soruları değil, icraat soruları soruluyor.

Başkan da görülen manzaranın değil verilen mücadelenin değerinin bilinmesinin gerektiğini söylüyor, sık sık “içerideki” arkadaşların kendi gösterdikleri çabayı yıprattıklarından şikâyetle “onlara engel olmalıyız” diyor.

Bu “engel olma”nın mahiyet ve keyfiyetini başkana soramadık, çünkü bu kadar insanla sohbet de olmaz, istişare de… Doğal olarak gelenler soru sormak ve kendi fikirlerini beyan etmek isteyecekler, herkese söz verseniz hem süre uzayacak hem de olur olmaz şeyler söylenecek ve dinleyenlerin sinirleri bozulacak, az sayıda kişiye söz verseniz geri kalanları oraya çağırmış olmanızın bir anlamı kalmayacak, herkes rahatsız olacak. Yani hiçbir hal ve şartta organizasyon amacına ulaşmamış olacak. Dün akşam da aynen öyle oldu.

Dün akşama yine dönmek üzere birkaç gün geriye gidelim. Geçen pazar günü bordomavi.net de bir panel düzenledi. Av. Osman Erusta, Ali Eroğul ve Erdal Hoş konuşmacı olarak katıldı, Aytekin Akay da yönetti. Az sayıda dinleyici vardı ve bu büyük bir avantaja dönüştü. Konuşanlar meramlarını gayet güzel anlatabildiler, dinleyen gayet rahat dinledi, herkes de rahatlıkla sorusunu sordu, fikrini söyleyebildi. Kimse bir eksiklik hissetmedi, sonuçta ortaya son derece verimli ve sağlıklı bir istişare ortamı çıkmış oldu.

Ne çıkıyor bunlardan? Bir etkinliğin amacına ulaşması, verimli olması katılanların fazla olmasıyla doğru orantılı değildir. “Ne kadar çok insanı bir araya toplarsak o kadar fazla zikir ve fikir üretiriz” diye bir şey yoktur.

Üç, beş, 10 ya da 20 kişiyle toplanır, 500 birim fayda üretirsiniz. 500 kişiyle toplanır, hiçbir fayda üretemediğiniz gibi yığınların memnuniyetsizliğiyle karşı karşıya kalırsınız. Böyle çok toplantıya katıldım, çok memnuniyetsiz insan gördüm.

Sayın Başkan Muharrem Usta ve yönetimi, zamanını ve enerjisini azami verim alabilmek amacıyla kullanabilmelidir. Herkesi kucaklamak, herkesle kol kola olmak, herkesi dinlemek… Böyle bir şey yok. Böyle devam ederse, perşembe akşamı gördüğümüz sinirleri yıpranmış başkanı önümüzdeki günlerde daha da yıpranmış ve dolayısıyla başarısızlığa mahkûm görürüz. Asla böyle bir hüsranla karşı karşıya kalmak istemiyoruz.

Son bir ekleme yapmadan geçemeyeceğim. Sayın Başkan sürekli “güçlü olmak”tan bahsediyor. Bu son derece belirsiz bir kavram. Güçlü olmak nedir? Tanımı nedir? Sınırı nedir? Problem ve eksiklik güçlü olmaksa, birileri her daim sizden daha güçlü olacaksa bu hiçbir zaman amacına ulaşamayacağınız anlamına gelmiyor mu? Asıl cevabı Başkan’ın ikili diyaloğa girdiği –ve ismini sonradan öğrendiğimiz- Dr. Nedim Uzun verdi. “Başkanım, güçlü olmak değil haklı olmak önemlidir. O zaman tek başınıza da mücadele eder ve başarabilirsiniz

 

Muharrem Usta Yiğit Oğuz Duman Emre Aksoy İsmail Yüksek Nedim Uzun Erdal Hoş Ali Eroğul Osman Erusta Aytekin Akay Trabzonspor
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg