Seçkinsiz Olmaz
Ali Kandemir

Seçkinsiz Olmaz

Advert

Ortaokul ve lisede il içi koşu yarışmaları için beden eğitimi öğretmenlerimiz bizi kasabanın ana yoluna toplar, “şuraya kadar koşun” derdi. İçimizden yarışı ilk sırada tamamlayanları alıp yarışmalara götürürlerdi. Hiçbir emeğin harcanmadığı, yeteneklerin belirlenmediği ve taktiklerin olmadığı böyle bir seçimin sonu elbette hüsran olurdu. Başarı ise bazılarımızın doğuştan gelen yeteneklerine bağlı tesadüf olur, bu tesadüfi başarı onlarca başarısızlığı görmeden yıllarca anlatılırdı. Toplumumuzda yürüttüğümüz işlerdeki genel durum da bu hikâyede olduğu gibidir.

Bir toplumda nüfusun hepsini üst düzeyde eğitemezsiniz, hepsini isteseniz de harikalar yaratan kalifiye elemanlara dönüştüremezsiniz. Her alanda alanı oluşturan kişi sayısının yaklaşık % 5’inden az olmayan bir elit kesime ihtiyaç vardır. Mayıs ayı içinde ABD’de Cincinnati Üniversitesi Tıp Fakültesinde fakültenin tanıtıldığı bir toplantıya katıldım. Konuşmacı fakültelerinde “seçkin tıp adamları yetiştirme” programları olduğunu, bu programa her yıl yedi kişi kabul ettiklerini ve yeni ilaç keşiflerinin, hastalıkların tedavisinde yeni yaklaşımların ve tıbba yön verenlerin bu seçkinlerden çıktığını vurguladı. Gelişmiş olduğunu düşündüğümüz ülkelerin tamamında her alanda toplumu sürükleyip götürecek bu gibi seçkin insan yetiştiren programlar mevcuttur. Bütün veriler incelendiğinde kimya endüstrisinin gelişmediği ülkelerde dış ticaret açığının kapanmasının mümkün olmadığını alanında uzman bir kişiden duymuştum. Hal böyle olunca nerede seçkin kimyager yetiştiren programımız.

Son tahlilde, özellikle önümüzü açma potansiyeli olan her alanda elit bilim insanlarımızı, düşünürlerimizi, ekonomistlerimizi, hukukçularımızı, mühendislerimizi, üniversite dâhil eğitim kurumlarımızı, araştırma enstitülerimizi… Her tür siyasi mülahazaları bir kenara bırakara oluşturacak çalışmaları başlatmak, başlayanları hızlandırmak gerek.  Yapılan işlerin kalitesini de niceliksel değil, niteliksel ölçütlere göre takip etmek koşulu ile. Başarıya ulaşmada; toplumsal elit-seçkin düşmanlığını da bir kenara bırakmak gerekecektir. Seçkinleri öcü gösterme ruhumuzu okşamadan başka işe yaramaz. Her alanda işini yapan seçkin kesimleri oluşturamadığımızda başarılarımız yazımın başında anlatmış olduğum hikâyeden ötesine geçemez.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg