Batı Kölesi Ermeni Politikası

Onlara şunu da söyleyin: ‘Halkımız fakirlikten dolayı Ermenistan’ı terk edip geçinmek için yine de Türkiye’ye gidiyor. Orada iş bulup çalışabiliyor. Şu anda Türkiye’de çalışıp ailesini geçindiren 200 bine yakın Ermeni var. Türkler, ülkelerindeki çalışan bu Ermenilere iş veriyor ve çok da iyi davranıyor. Ya siz!.’

DÜNYA - 2018-03-14 13:49:52

Advert

                                
Ey Ermeniler, hiç düşündünüz mü: Batı, sizi, asırlardır hep kullanmaya çalıştı. Bunu da çok kere başardı. Ama size Batı’nın hiçbir menfaati olmadı.  
Belli ki, Batı -Türk milletini köşeye sıkıştırmak için- sizin üzerinizden nice oyunlar oynama gayretindedir. Bu oyun aslında Türkiye’yi sadece biraz yorar lakin farkında mısınız bilmen ama: sizi de tamamen bitirir.

Hollanda meclisinde “sözde soykırım” kararı alınmış. Önce şunu rahatlıkla söyleyelim ki: yel kayadan ne alır!. Kendiniz çizip kendiniz oynayacaksanız devam edin oynayın. Bakalım bu oyun nereye kadar sürecektir!?.
 
Fakat bilesiniz ki asıl mesele şudur:
Ey Ermeniler, siz Batılı dostlarınıza niçin şunları söylemiyorsunuz: ‘Türk’ü vurmak üzerinden bize sahip çıkmaya çalışacağınıza, bize yardım edin.’
Yine söyleyin ki: ‘Öyle yiyecek yardımı da yapmayın. Eğer bizi gerçekten çok seviyorsanız bize yatırımlar yapın. Çalışmamızı sağlayabilen ortamlar hazırlayın.’
Çünkü artık perişanlığınızı, açlığınızı ve çöküşünüzü dünya biliyor.

Avrupa’nın büyük devletleri size birer tane fabrika kursa onları hiç yormaz, sizleri ki abat eder.
1o-15 tane fabrika 2,5 milyon Ermenistan’ı gerçekten abat eder.
Lakin Avrupalı bunu yapmaz. O herkesi sömüreceği gibi sizi de sömürmeye çalışır ve de sömürür. Sömürüyor da…
Siz Ermeniler de bu oyunlara gelip Türk’e düşmanlık ve Batı’ya kölelik yaptıkça küçülüp yok olacaksınız.
Düşünün: 1990’larda bağımsız olduğunuz gün 3,5 milyon nüfusunuz vardı. Halkın fakirliğinden dolayı göçü önleyemediniz. Şimdi 2,5 milyon kaldınız. On-onbeş sene sonra bir buçuk milyon kalırsanız şanslısınız. Bizden söylemesi.

Ey Ermeniler, yine Batılı dostlarınıza söyledin, deyin ki: ‘Türkiye tek başına 3,5 milyon Suriyeliyi ülkesine alıyor ve 5 senedir bütün eksiklerini tamamlayarak onları besliyor, barındırıyor, koruyor, bakıyor. Siz güya bizi seviyorsunuz. Bir tane meclis kararı çıkarıyorsunuz sonra da iliklerimize kadar bizi bile sömürüyorsunuz. Biz 2,5 milyonuz, seviyorsanız (bari Türkler kadar olun) siz de bizi besleyin. Ama siz kendinizden başkasına bakmazsınız. Siz ancak sömürüsünüz.’

Onlara şunu da söyleyin: ‘Halkımız fakirlikten dolayı Ermenistan’ı terk edip geçinmek için yine de Türkiye’ye gidiyor. Orada iş bulup çalışabiliyor. Şu anda Türkiye’de çalışıp ailesini geçindiren 200 bine yakın Ermeni var. Türkler, ülkelerindeki çalışan bu Ermenilere iş veriyor ve çok da iyi davranıyor. Ya siz!.’
Bakın bu sözleri gerçekten onlara söyleyin. Söyleyin ki yüzleri varsa biraz utansınlar.

Hiç araştırma yapmadan, meseleyi hiç bilmeden “sözde soykırım” için Avrupalı vekiller ha bire el kaldırıyor. Neye el kaldırdıklarını bile bilmiyorlar. Bildikleri sadece yaptıkları eylemin: Türklere ne kadar zarar verebilir olması…
Bu tip “sözde soykırım” kararları tabii ki Türkiye ile Avrupa’nın arasını gerer veya bozar. Ayrıca bu Türkiye’ye belli problemler yükler. Ancak bu tavırlar Avrupa’ya da büyük zararlar verir. Hele Ermenistan’ı tamamen eritir ve bitirir. Bunu Ermenistan yöneticilerinin düşünmemesi, yarınları yorumlayamaması gerçekten çok hayret verici ve çok acı... Belli ki tek yaptıkları günü kurtarmak… Böyle yapmaya devam ederlerse birkaç yıl sonra günü de kurtaramayacaklardır. Yakında Ermeni halkının topyekün isyanıyla ve ardından da göçüyle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın.

Biz Türkiye içindeki Ermeni vatandaşlarımızın sağduyusunu ve samimiyetini biliyoruz. Bu konuda Türk Milleti onları sadık kardeş olarak görüyor ve çok samimi davranıyor. Bütün bu olaylardan etkilenmemeleri için her türlü diyaloglar da kuruluyor. Bu gelişmeleri tabii ki Batı hiç kaale almıyor, o sadece Türk milletine nasıl zarar veririm, onu nasıl köşeye sıkıştırıp kendime muhtaç hale getiririm hep bunların hesabını yapıyor.
Bilmiyor ki artık o günler çok geride kaldı. Artık Türkiye çoktan bölgesel bir güç oldu.  

Bilinçsiz bir şekilde sıkı sıkıya sarıldıkları o “sözde soykırım” için de birkaç cümle söylemek lazım: İnsanlığı neredeyse yerle bir eden 1. Dünya savaşı sömürgeci Avrupa’nın galibiyetiyle bitince olanlar oldu. Önlerindeki en büyük engel Osmanlı’yı ortadan kaldırdıktan sonra dünyayı artık acımasızca sömürmeye başladılar. İlk yapacakları tabii ki Osmanlı’dan intikam almak olacaktı. Onlar da bunu yaptılar. 1. Dünya savaşında milyonlarca insan ölmüştü. Avrupa’da neredeyse erkek kalmamıştı. Kaybı en az olan ise yine Osmanlıydı. Savaş anındaki göçleri, Osmanlı’nın ulaşamadığı kayıpları hep eksi hanesine yazdılar, yine de kendi öldürdükleri kadarına hiç ulaşamadılar. Hatta büyük savaş boyunca Osmanlı bazı cephelerde kaybettiği halde içte halkını sonuna kadar büyük hassasiyetle korudu ve kolladı. Buna Ermeniler de dahildir.
Bütün bunları çok iyi bilmelerine rağmen çekinmeden yıllarca iftira üstüne iftiralar attılar. Türk’ü herkes iyi bilirdi, o yüzden bu iftiralar da hiç tutmadı. Lakin Batılılar hiç bıkmadan çamur atmaya devam ettiler.

İş aslında arşivcilerin ve tarihçilerin işiydi. Bunu gören Türkiye hodri meydan dedi ve arşivlerini tüm dünyaya açtı. Tarihçiler devreye girdi. Araştırmalar sonunda soykırım yalanı iyice belgelenmiş oldu. Bu kez Batılılar çark etti. Tarihçilerini sessizce geri çekti ve arşivleri unutturmaya çalıştı.
İşte bu saatten sonra olayı siyasiler ele aldı. Her bir devlet istediklerini yaptırmak için veya yaptıramadığında ülkemizi zora sokmak için bu “sözde soykırım” silahını her an Türkiye’mize karşı kullanmaya başladı.
Anlaşılıyor ki bundan sonra bu sahneleri tüm batılı devletlerin kukla meclislerinde hep göreceğiz.  

Belli ki Türkiye güçlendikçe ve bölgesinde söz sahibi oldukça bu sahte sıkıştırma çalışmaları her an artarak devam edecektir.
Tamam, batılılar bu ‘oyun içinde oyunu’ hep yaparlar, yaparlar da bizim sözümüz komşumuz Ermenistan’a: Artık aklınızı başınıza alın. Sizin yegane kurtuluşunuz hem Türkiye hem de Azerbaycan’la iyi komşuluk ilişkisinden geçecektir. Bunun için acilen şu “sözde soykırım” yalanından hemen vazgeçin ve yine acilen haksız yere işgal ettiğiniz Karabağ’dan hemen çıkın. Yoksa her gün güçlenmekte olan bu iki kardeş devlet arasında sıkışır kısa zaman içinde tarihin çöplüğüne doğru akar gidersiniz.
Biz söylemesek de farkındaysanız zaman bunu size çok acı söylüyor…    


 

Günün Diğer Haberleri