Trabzonspor geçmişin sıkıntılarını (y)aşıyor...
Advert

Trabzonspor geçmişin sıkıntılarını (y)aşıyor...

Trabzonspor'da bir önceki teknik direktörün bu kadar görevde kalması, camianın yaşadığı travmanın neticesidir.

SPOR - TRABZONSPOR - 2017-12-11 14:58:20

Trabzonspor Rıza Çalımbay yönetiminde derlenip toparlandıkça geçmişe dönük hayıflanmalar da ayyuka çıkıyor. Bu geçmiş, bir önceki teknik direktörün döneminden başka bir zaman dilimi değil. Rıza hocanın takım tertibi ve saha dizilişi tercihlerindeki isabet görüldükçe, geçmişteki yanlışlar da daha ayan beyan görülüyor. Artık sanırım kimse kolay kolay “Ersun Yanal iyiydi ama falan filan sebeplerden ötürü başarılı olamadı” şeklinde bir iddiayı savunamaz.

Yani Ersun Yanal’ın son dönemi tam bir fecaat olarak Trabzonspor tarihinde yerini aldı, alıyor. Pekâlâ, nasıl oldu da bu kadar büyük bir hataya düşüldü? Sebep, istikrar kaygısıdır.

Kişi ve kurumların yakın ya da uzak geçmişinde yer alan travmatik hadiseler, o kişi ya da kurumları aşırı tercihlere sevk ederler. Osmanlı’daki kardeş katli meselesini biliyorsunuz, hâlâ tartışılır. Neden gidilmiştir bu son derece tartışmalı uygulamaya? Gerekçe olarak yüz yıllardır bitmeyen, bitmediği gibi kurulan devletleri ikide bir un ufak eden taht kavgaları gösterilir. Osmanlı ancak böyle bir yöntemle bütünlüğü ve devamlılığı sağlayabilmiştir. Diye yorumlanır.

Trabzonspor’da da bir önceki yönetim, birim zamanda teknik adam değişikliğinde rekor kırınca, takip eden dönemde istikrar kavramı bir tür saplantı haline geldi. Sayın Başkan Muharrem Usta Ersun Yanal’ın gönderilmesi baskılarına uzun süre direndi. Hâttâ işlerin düzelir gibi olduğu zamanlarda açık-kapalı toplantılarda bu tavrıyla ne kadar iyi ettiğini de gururla anlattı. Tabii sadece sayın başkan değildi istikrar kavramı çerçevesinde Ersun Yanal’ın görevde kalmasını savunan. 3-4’lük faciaya, 1-6’lık kâbusa bile “40 yılda bir olabilecek kahrolası tesadüfler” gözüyle bakabiliyorlardı. İçlerinde yakın dostlarım da var bunların. Tabii ki hain falan değillerdi. Geçmiş dönemdeki aşırı uygulamalardan kaynaklanan travma basiretlerini bağlamıştı.

Şimdi şu Amerikan zombi filmlerinde olduğu gibi büyünün gücü kırılıyor, zombinin tesirinde olan arkadaşlar da yavaş yavaş kendilerine geliyorlar. Atlattığı onca badireye rağmen Trabzonspor’un bu hafta itibariyle lig lideriyle arasındaki puan farkı sadece yedi (rakamla 7). Halen oynadığı futbol mükemmel değil, ancak önceki teknik direktör zamanında kaybedilen puanları düşündükçe hayıflanmamak da mümkün değil.

Bütün bunlar, geçmiş yönetimler zamanında başlayan ve uzun süredir devam eden travmatik dönemin sonuçlarıdır (ve esasında bu süreç başlı başına bir yazı konusudur) Başta Muharrem Usta olmak üzere kimse başarısız olacağını bile bile önceki teknik direktöre sahip çıkmadı. Kabahatin büyüğü istikrarsızlık kavramına yüklendi. Neyse ki çok geç olmadan istikrarlı bir şekilde uçuruma sürüklendiğimizi fark ettik ve döndük.

Şimdi de ikinci yarı şampiyonluk yarışının içinde olacağımızı iddia eden arkadaşlar var. Buna canımız minnet, ancak tabii ki o kadar kolay değil bu işler. Bu ülkede çok zeki hakemler görev yapıyor. Hem de Şota’nın deyişiyle bir maçı istediği sonuçla bitirecek kadar zeki. Tezkereden sonra her şeyin tozpembe olacağını zanneden asker gibiyiz, oyun ve skor iyiye gitmeye başlayınca hemen şafak saymaya başlıyoruz. Büyük resme baktığımız zaman –ki bakmayı asla ihmal etmemeliyiz- Trabzonspor’un başarısının önündeki engellerin hem bünyenin içinde hem de dışında bulunduğunu ve hepsinin çözüm beklediğini görmemiz gerekiyor.

DİĞER HABERLER