Özkan Sümer: Kaybımızı kaybettiğimiz yerde aramalıyız
Advert

Özkan Sümer: Kaybımızı kaybettiğimiz yerde aramalıyız

Bordomavi.Net’in düzenlediği “Altyapıdan Üstyapıya Trabzon Futbolu” adlı panele Trabzonspor’un eski futbolcusu, teknik direktörü ve başkanı Özkan Sümer ile Trabzonspor eski genel sekreteri ve yöneticisi Ergin Kulaçoğlu konuşmacı olarak katıldı.

SPOR - TRABZONSPOR - 2018-02-19 00:29:15

Üsküdar Belediyesi Kirazlıtepe Boğaziçi Yaşam Merkezi’nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü gazeteci Aytekin Akay yaparken her iki isim de önemli açıklamalarda bulundular.

Özkan Sümer, Trabzonspor’un bugünkü durumuna gelmesinde en önemli sebebin iyi niyetli olsa da yanlış tercihlerde bulunan yönetimlerin olduğunu söyledi. Efsane isim sözlerine şöyle devam etti.

Transfer sisteme ve ihtiyaca göre olmalı

“Transferde oyuncu tercihi ihtiyaç ve takımın sistemine göre yapılmalıdır. Yoksa dünya çapında oyuncu da transfer etseniz verim alamazsınız. 2003’te Real Madrid dünyanın en büyük yıldızlarını kadrosuna topladı ama o sezon bir kupa dahi alamadı. Bu işleri başarabilmek çok yüksek derecede beceri ister, iyi insan olmak iyi yönetici olmak anlamına gelmez. Biz bu transfer konusunu yıllardır menajerlerle çözmeye çalışıyor ve bedelini de ödüyoruz.

Trabzonspor her zaman yarışta olmalı

Deniliyor ki takım 5-10 yıl küçülme politikası izlesin, iddialı olmasın ve kendini toparlasın. Bu yanlıştır. Trabzonspor her zaman yarışmanın içinde olmalıdır. Yoksa kitlesi çözülür, itibarı düşer, ilgi azalır. Ancak bu çılgınca hamlelerle değil, akıllı politikalarla gerçekleştirilmelidir. Bu işi kotarabilecek yetkinlikte yöneticilere ihtiyaç vardır. Başkan arayışlarında üç özellik aranıyor. Paralı başkan, yumruğunu masaya vuran başkan, azarlayan başkan. Büyük proje sahibi olan ve sorunları çözme iradesi bulunan diye bir arayış yok. Yönetici aranırken de çevresi ve parası olan, aynı zamanda söz dinleyen birileri olsun isteniyor. Yönetici olmak isteyenlerde de üç özellik göze çarpıyor:

-Önemli olma isteği,

-Siyasi ticari başarı beklentisi,

-Sosyal statü sahibi olma hevesi. Sonuç? Felaket.

Hep söylediğim bir şey var, biraz ağır ama gerçek. “Birilerinin adamı olan kişi aslında adam değildir” Trabzonspor futbolcularının takımı olmalıdır, futbolcular takımın futbolcusu olmamalıdır. Trabzonspor kendisi olmaktan uzaklaştığı için bu durumlara düşmüştür.

Trabzonspor’un en başarılı olduğu yıllardaki yöntemler aynen uygulansa aynı başarı gelmez. Çünkü şartlar tamamen değişmiştir, Trabzonspor’un başarılı olması için kendini güncellemesi, yeniden üretmesi, ilkeler doğrultusunda yeni bir yol bulması lazımdır.

Trabzonspor başarılı olduktan sonraki dönemde çok büyüdü. Bu büyüklüğü yönetecek vasıfta insanlardan mahrum kaldı. Bazı yöneticiler o dönemden sonra bıraktılar, bu “Biz artık yönetemiyoruz” demekti. Biz büyüklüğü yönetemedik.

Yönetici profili değişince…

Özkan Sümer’den sonra söz alan Ergin Kulaçoğlu özetle şunları söyledi.

1972’deki kongrede bir türlü bir araya gelemeyen listeleri kimsenin itiraz edemeyeceği bir şekilde birleştirip tek listeyle seçime girilmesini sağladığını anlattı. Kulaçoğlu, “Trabzonspor tarihinin belki de en önemli dönüm noktası PTT maçı kırılmasıdır. O zamana kadar iyi niyetle de olsa dışarıdan artık futbol hayatının sonlarına gelmiş futbolculardan kadro kuruyorduk. 2. Lig’de PTT’ye yenilip şampiyonluğu kaybedince Trabzon’da yetişmiş ama başka takımlarda oynayan futbolculardan bir liste yaptık ve onları takımda topladık. Başarı ondan sonra geldi. Trabzonspor, Türkiye’de birçok alanda ilkleri başarmıştır. Her sezon öncesi Uludağ’da kamp yapıyorduk, İstanbul takımlarının böyle bir uygulaması yoktu. Bizden sonra başladılar. Ondan sonra da Türkiye Spor Yazarları Kupası’na katılıyorduk. Onları sürekli yendiğimiz için sudan bir sebeple bizi almamaya başladılar. Lise takımı şampiyon oluyor, sonra kayboluyor. Demek ki yetenek problemi yok, ancak değerlendiremiyoruz. Bunu başarmanın bir yolu bulunmalıdır. Bizim zamanımızda bütün yöneticiler sosyal vasıfları yüksek insanlardı. Dernek ve cemiyetlerde yöneticilik yapmış ve yapmakta olan kişilerdi. Şimdi ne yazık ki yönetici profili bu özelliklerden çok uzaklaştı” dedi.

Anlamış ve adamış yöneticiler vardı

Tekrar kendisine söz verilen Özkan Sümer şöyle devam etti.

“Trabzonspor’da başarılı dönemlerde Trabzonspor ruhunu anlamış ve kendini adamış kişiler yöneticilik yapıyordu. Sonra Trabzonspor’a sahip olmak için yönetici olan kişiler çıktı ve problem orada başladı. Sahip olma isteği kadar büyük bir tehlike yoktur. Patron kulübün kendisi olmalıdır. Trabzonspor uygun şartlarda yine kendisi olmalıdır. “Dortmund ve Barcelona gibi olacağız, olmalıyız” gibi söylemler var. Olamaz. Trabzonspor’un bünyesine uymaz.

İstanbul güçlü ama yenebiliriz

Bakınız, yabancı transferlerin önceliği her zaman İstanbul kulüpleridir. Yerli futbolcuların da hayali bir gün İstanbul’da oynamak. Yayın, sponsor, reklam, ürün ve stat gelirlerinde İstanbul kulüpleri bizden çok öndeler. Dahası siyaset ve medya da onlardan yana. “Biz” dedim, “Bütün bunlara rağmen yine onların önüne geçeriz. Çünkü onlar imkânlarını o kadar aptalca kullanıyorlar ki, biz akıllı kullanırsak bunu başarırız” Galatasaray dört yıl arka arkaya şampiyon oldu, sonunda UEFA Kupasını aldı ama battı. Başarıyı yönetemediler. Başarı tesadüf değildir, inşa edilir. Kaybettiğimiz şeyi kaybettiğimiz yerde aramalıyız. Başka yerde ararsak bulamayız.

Dünya üretime yöneldi

Dünya artık oyuncu üretimine yönelmiştir. İspanya U17 Milli takımında beş tane Real Madrid’en, altı tane de Barcelona’dan oyuncu var. Almanya’da üç milyon vatandaşımız yaşıyor, Avrupa’nın beş büyük liginde onlardan oyuncu oynuyor. Biz 80 milyonuz ama sadece bir oyuncumuz var. İzlanda’nın nüfusu 300 bin, fakat beş büyük ligin ikisinde kendi yetiştirdikleri futbolcuları oynuyor. Bu düşündürücü değil midir?

Neden istifa etti?

Özkan Sümer, “Trabzonspor başkanlığından istifanız hâlâ tartışılıyor. O kararınızdan pişman mısınız?” sorusuna şöyle cevap verdi. “O zaman çok sayıda insan beni caydırmaya çalıştı ama ben kararımdan dönmedim. Bir tarzım var, yanlış da olsa kararımdan dönmem. O zaman adaletsizliğe bir mesaj vermek istemiştim ama bugüne kadar değişen bir şey olmadı”

Tekrar görev almayı düşünür müsünüz?” sorusuna da “Ben çok hırslı bir insanım. O sürece girer de başarılı olamazsam buna dayanamam, kendimi yok ederim. Camiada bu yeteneklere sahip insanlar var. Ama onlar “Ben varım” demez. Onları bulup keşfetmek gerekiyor.

DİĞER HABERLER