Bilenle bilmeyeni yazı ayırır. Yazı; bilgi, tecrübe ve birikimin ürünüdür. Düşünülerek vücut bulur. Bu bakımdan medeniyetin sembolü, toplumsal antlaşmaların harcı, eğitimin temeli, bilimin ve gelişmenin anahtarıdır. Önemli hususlar, hedefler, bulgular, planlar yazı ile kayıt altına alınır. Yazılanlar takip edilir, dikkate alınır ve önemsenir. İnsanlar hayatlarını yazılanlara göre şekillendirir, yazılanlardan sorumlu tutulur.
“Söz uçar yazı kalır” misali tüm kalıcı işlerin mimarıdır yazı.
Yazılanların takip edildiği toplumlarda düzen olur, kurumlar kimliğine sadık kalır. Yazımı iyi olmasa da en kötü yazı çoğu zaman en iyi sözden daha etkilidir. Bu bakımdan bir toplumda ne varsa yazı ile kayıt altına alınır. Kayıt altına alınanlar toplumsal bir kabul anlamına gelir. Toplumu ilgilendiren yazılı belgeler herkese eşit fırsatlar sunar. Yazı güçlünün zayıfı hırpalamasını önler. Yazı suçlunun kim olduğunu söyler. Yapılanların şeffaf ve kurallı olmasını temin eder, keyfiyeti ortadan kaldırır. İnsanlar işlerini, geleceğe dair umut ve planlarını yazılı metinlere göre şekillendirir. Çünkü yazılanların güvenirliliğine inanılır.
Kurallı toplum yazının etkili olduğu toplum demektir. İlan edilen yazılı kurallar zorunlu olmadıkça sürekli değiştirilmemeli. Sürekli değişmesi yazıya olan güveni yıkar, adalete olan inancı ortadan kaldırır. Yazıya uymak; ihtiyacımızın, koşullarımızın, hedeflerimizin neler olduğunu bildiğimizi gösterir, toplumsal çatışmaları önler, yönetmeyi kolaylaştırır. Yazı birikimimizin artarak çoğalmasını sağlar, öğrendiklerimizin kuşaklar boyunca aktarılmasının en etkili yolunu oluştur. Yazı, toplumu kemiren dedikoduların, temelsiz düşüncelerin düşmanıdır.
Eğitim sisteminin insanı nasıl şekillendireceği, hedeflerinin neler olduğu, kronolojik olarak bu hedefe nasıl ulaşılacağı yazılıdır. Bilimin sürekli inkişaf etmesi için kurumların ve bireylerin nelerden sorumlu olduklarının yol ve yöntemi yazılı belgelerde bellidir. Hukuk literatürü, yazılı olarak suçları tanımlar, hangi suçun karşılığının ne olacağını ilan eder, kurallı bir toplum olmayı sağlayacak unsurları yazı ile bildirir. Kurumlar ihtiyaç duydukları personelin özelliklerini, alım koşullarını yazı ile duyurur, herkes kuralların neleri ihtiva ettiğini yazılı olarak öğrenir. Okullar öğrencilerinin, fabrikalar işçilerinin uyması gereken kuralları yazı ile ilan eder.
Yazı bilginin şifrelenmiş halidir. Bilgi ise güçtür. Güçlü olmayı istiyorsak, eksikleri de olsa yazdıklarımıza sadık kalmak yeterli olacaktır. Hayatımıza yazılanları mı yön veriyor yazılmayanları mı? Bunu analiz etmek yazıya verilen değeri bize gösterecektir.
