Trabzon, futbol ve medeniyet…

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta, seçimden hemen sonra verdiği demeçlerde “Trabzon’da futbol üzerinden bir medeniyet kurma” şeklinde bir ifade kullandı ve sonra bu fikrini kısmen ayrıntılandırdı.

Trabzon, futbol ve medeniyet…
Trabzon, futbol ve medeniyet… Admin
Advert

Bu benim de üzerinde kafa yorduğum bir konuydu. Bu noktaya dönmek üzere yine o 2007’deki meşhur panele gidiyoruz, hani şu bir Trabzon derneğinde yapılan ve Trabzonspor maçıyla saati çakıştığı için maç seyredenlerin gelmedikleri, dolayısıyla da paneli düzenleyeninden yöneticisine kadar herkesin futbol ve Trabzonspor kavramlarını itin kulağına sokup çıkardıkları panel. Trabzon şehri Trabzonspor’dan önce ne kadar harika, ne kadar olağanüstü bir şehirdi, yalan dünyanın cennetiydi, toprağının her santimetre karesinden sanat ve kültür fışkırırdı, aaah ah…

Derken kimin aklına geldiyse Trabzonspor diye bir takım kurdu, bu takım bir de utanmadan (!) şampiyonlukları arka arkaya sıralayıp bütün şehir halkını efsunlayınca her şey bitti. Daha ne sanat kaldı ne de kültür. Trabzonspor’dan önce kütüphanelerden çıkmayan, konser ve tiyatro salonlarını doldurup taşıran, ünü dünyaları aşan sanatçılar yetiştiren Trabzon halkı birden bire bu kara büyünün etkisi altına girip topluca zombi oldu.

Neden yine o panele gittim, çünkü şu üstteki mantık örgüsü en bariz şekilde orada dile getirilmişti. Şoke olmuştum ama hoşuna gitmeyen bir soru soran bir dinleyiciyi –üstelik saçma sapan gerekçelerle- azarlayan bir bilim (?) insanına ne anlatacaktım? Azar işitmeye de hiç niyetim yoktu tabii.

Neyse, biz analizimize devam edelim bakalım. Ne diyorduk, Trabzonspor diye bir ucube çıktı, her şeyi berbat etti. İyi de futbol kültürü ve tutkusu Trabzon’da 20. Asrın başından beri vardı. Yani şu bizimkilerin kutlu çağında… Bu ülkede ortalama vatandaşı bırakın, sanat ve kültür dünyasının içinde olan toplum kesiminin tanıdığı kaç tane Trabzonlu sanatçı sayabiliyoruz o döneme ait?

Efendim? Çok vardı da hepsi İstanbul’da mı yaşıyordu? Pek güzel. Trabzon şehrinin sanat ve kültür hayatının kalitesi ve yoğunluğuyla ne alakası var bu başka şehirde yaşayan sanatçılarımızın?

Trabzon ve Trabzonlu imajı geleneksel Orta Oyunu’ndaki “anami taniy misun, babami taniy misun…” diye tekerleme okumaya başlayan figürden gide gide “Güllü geliyor Güllü” filmine kadar gidebilmiş, Trabzonspor öncesi “kutlu çağ”da… O gidiş de ileri mi geri mi belli değil.

Trabzon ülkenin popüler kültüründe de yok, taa 1990’lara kadar. Erzurumlu Arif Sağ, Kırşehirli Neşet Ertaş, Urfalı Nuri Sesigüzel ve İbrahim Tatlıses, Adanalı Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur çalıp söylüyor, bütün Türkiye de dinliyordu. 90’lardan sonradır ki Volkan Konak, Fuat Saka, Kazım Koyuncu gibi isimler bölge dışında da dinleyici kitlelerine ulaşabilen isimlerimiz oldular. Hangi zamanlar bu zamanlar? Bütün Trabzon ahalisinin (hâttâ aynı şekilde Trabzonlu olmayan geniş bir kitlenin de) Trabzonspor efsunuyla zombiye dönüştüğü zamanlar… Trabzon temalı dizi ve filmler de yeni yeni arzı endam ediyor. Kolbastı oyununun Trabzonspor ile birlikte kuyruklu yıldız gibi ülke popüler kültürüne girdiğini ve Diyarbakır’da bile oynandığını unutmuyoruz tabii.

Bir daha tekrarlayalım: Trabzonspor ile birlikte...

İşte zurnanın zırt dediği yere gelmiş bulunuyoruz. Ve aynı hızla yazının başına dönüyoruz. Sayın Muharrem Usta “Trabzon’da futbol üzerinden bir medeniyet kurma” fikrini dillendirmişti. Futbol vasıtasıyla hiç yoktan bir medeniyet kurulamaz belki, ancak bölgenin muhteşem kültürel zenginliği ihya edilebilir, yüz yıldır kendi içine hapsolan dinamikleri harekete geçirilebilir, bu değerlerin üzerinde de pekâlâ bir medeniyet yükselebilir. Kongreden birkaç gün önce içinde Trabzonspor konusu da geçecek olan bir kitap hazırlayan bir İngiliz gazeteci gelip benimle uzun soluklu bir görüşme yaptı. Trabzonspor’dan yola çıkarak Trabzon’la ilgili bir sürü şey anlattım ona. Ağzı açık kaldı. Kötü mü oldu, ey sevgili pek entelektüel hemşehrilerim?

İngiliz dedim de aklıma geldi. Acaba diyorum Londra’da, Manchester’da, Birmingham’da, Liverpool’da yaşayan aydın kişiler de futbolun kendi şehirlerinin enerjisini alıp götürdüğünü düşünüyorlar mı? Yoksa maç için şehre gelen yabancıların tarihi ve turistik yerleri ziyaret etmesinden memnun mu oluyorlar? Oluyorlardır herhal. Ondan sonracığıma, Çin’de satılan formanın gelirinden birkaç kuruş da o şehrin kapısından içeri giriyordur tabii. Buna da kimsenin bir itirazı olacağını sanmıyorum.

Trabzonspor Muharrem Usta Volkan Konak Kazım Koyuncu Fuat Saka
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg