BU YAZI BİR SİTEMDİR!

Erkan Ocaklı'nın kızı Büşra Ocaklı, babasının ölüm yıldönümü anma törenine kayıtsız kalanları ağır bir dille eleştiren bir sitem yazısı yayınladı.

BU YAZI BİR SİTEMDİR!
BU YAZI BİR SİTEMDİR! Admin
Advert

Benim babam öyle bir "ADAM"dı ki, sefer tasıyla evlatlarına yemek taşıdığı zamanlarda bir gecede dört yere gidip bir kuruş para almadan, sazların parasını da kendi cebinden vermiş bir adamdı. Benim babam hiçbir zaman paraya pula değer vermiş bir insan olmadı. Onun için en önemli şeyler sohbet, insanlık, gönül, hatır, aşk, sevgi, saygı, vefa olmuştu. Kendi vefalıydı ama hep vefasızlıktan yakınırdı.

Büşra Ocaklı, kendi sosyal medya hesabında yayınladığı yazıyla babasının ölüm yıldönümüne ilgisiz kalan başta kendi ifadesiyle "merhumun eserlerine iki kuruş fazla vermemek için pazarlık eden" sanatçı dostları olmak üzere bütün "Ocaklı sever"lere sitem etti.

Büşra Ocaklı'nın açıklamasını, daha doğrusu isyanını aynen yayınlıyoruz:

Aslında sineye çekip içimde kapatmıştım konuyu ta ki gece yarısı gerçek bir Ocaklı seveninin bana üzüntüsünü dile getirdiği şu cümleleri görene kadar:

"Şu dünya hep yalan dolan, koskoca Erkan Ocaklı’nın ölüm yıldönümüne parmak kadar sayılacak kişi gelmesi beni derinden üzdü, hadi dinleyiciler eyvallah da o kadar sanatçılara emeği vardı be..."

Aslında özetlemiş arkadaşım. Ama şimdi ben de bu özeti açmak, fazlasıyla açmak istiyorum. Bu bir sitemdir sesimi duyan kardeşlerim, ağabeylerim, ablalarım büyüklerim, evlat olarak değil, bir Erkan Ocaklı seveni olarak. Ocaklı bundan tam 7 sene önce bu dünyadan ahirete göçtü. Hayatımda görmediğim bir cenaze töreniyle uğurladık onu. Onu seven, ona ağlayan bir sürü insanla dolup taşmıştı cami, sokaklar, caddeler. Sokak aralarında namaz kılan insanlar gördüm. Böyle büyük bir sevgiye daha önce hiç şahit olmamıştım. Bir kez daha gururlandım, onur duydum.

Sevenlerinden daha büyük sorumluluk evladı olarak bana kaldı çünkü arkasında onu yaşatacak koskoca bir miras bırakmıştı; türküleri. Bu mirasa sahip çıkmak benim boynumun borcu, benim onurumdur. İsmimin yanında göğsümü kabarta kabarta taşıdığım dağ gibi bir soyadım var çok şükür. Ben bu mirasa elimden geldiğince layığınca sahip çıkmaya çalışıyorum.

Peki ben bir evlat bir Ocaklı sever olarak bu sorumluluğu yerine getirirken acaba sizler bu sorumluluğu yerine getirebiliyor musunuz? Kendim de dâhil bunu bir daha soruyorum, biz değerlerimize yeterince sahip çıkabiliyor muyuz sahiden? Ben 1990'da doğdum ve büyüdükçe tanıdım Ocaklı’yı, peki ya büyüklerim sizler? Siz Erkan Ocaklı’yı ne zaman tanıdınız? İlk hangi sahnede izlediniz? İlk konseri nerede izlediniz? İlk sohbetiniz ne zamandı? Bunları bana büyüklerim anlattı, ben de öyle öğrendim. Ocaklı’yı tanıyan her insanla karşılaştığımda onlardan dinledim babamı, yaptıklarını, hatıralarını. Sizler anlattınız bana onu. Benim babam kendini övmeyi anlatmayı pek sevmezdi, anlatılmasından da pek hoşlanmazdı. Belki şimdi sağ olsaydı bunları dile getirmemden de memnun olmazdı ama özür dilerim babacığım, çünkü senin giderken o benzettiğin "Kurtlar sofrası" artık beni de boğmaya basladı ve artık bir şeylerin anlatılması gerektiğini düşünüyorum.

Benim babam öyle bir "ADAM"dı ki, sefer tasıyla evlatlarına yemek taşıdığı zamanlarda bir gecede dört yere gidip bir kuruş para almadan, sazların parasını da kendi cebinden vermiş bir adamdı. Benim babam hiçbir zaman paraya pula değer vermiş bir insan olmadı. Onun için en önemli şeyler sohbet, insanlık, gönül, hatır, aşk, sevgi, saygı, vefa olmuştu. Kendi vefalıydı ama hep vefasızlıktan yakınırdı.

Ocaklı göçtü gitti, arkasında 400’e yakın beste bıraktı. Çok değerli sanatçılarımız türkülerini okumak için can attılar, çok özür dilerim söylemezsem çok hafif kalacak, o yüzden şunu demem gerekir ki iki kuruş para vermemek için yaptıkları pazarlıklar da cabası. Bizim babamızın parayla işi olmadığı gibi çok şükür bizim de hiç olmadı; ama şunu sormak istiyorum Ocaklı’nın türkülerini can atarak okumak isteyen sanatçı büyüklerimize, neredesiniz? Neredeydiniz? 16 Kasımda Ocaklı için iki dua etmek için toplanamayacak, vefa gösteremeyecek kadar önemli ne vardı 7 yıl boyunca hayatlarınızın 16 Kasımında? Adını dile getiremeyecek, her şeyi bu zamanda insanların gözüne gözüne sokarken iki rahmet dileyemeyecek kadar sizi bundan alıkoyan neydi? Dillerde mi sadece kaldı "Biz Erkan Babayı hiç unutmadık" demek? Kaçınız hatırladınız? Kaçınız yanımızdaydınız? Vefa böyle mi gösteriyorsunuz Erkan Baba’nıza? Türküleri okurken pazarlık için dil döktüğünüz kadar gelip iki dua etmek bu kadar zor muydu kabrinin başında?

Dinleyicilerine, sevenlerine arkadaşımın da dediği gibi eyvallah diyoruz da, Ocaklı’yı Erkan Baba diye sahiplenen sanatçı dostları, kardeşleri, yol gösterdikleri hani ya NEREDESİNİZ? Siz dememiş miydiniz biz onunla büyüdük, onun türküleriyle sevdik bu mesleği ,o türküler bize yol gösterdi diyen? Size bu kadar emek vermiş Erkan Baba'nız için bir araya gelip onu anmak sizce de olması gereken değil midir? Varsa yanlışım sizler uyarın beni ama malesef Karadeniz insanının huyu bu,değerlerine sahip çıkmamak. Huyunuz kurusun!

Evet demiştim bu bir sitemdir diye! Okumayın türkülerini, anmayın, hatırlamayın, UNUTUN! İndirin Ocaklı yazan tabelaları, yok edin adına verilen sokak isimlerini, akmasın dereler Erkan'ım diye, unutun gitsin.

Ocaklı demiş giderken;"Meze oldum uşaklar Kurtların sofrasına

Saygılarımla

BÜŞRA OCAKLI

 

Erkan Ocaklı Büşra Ocaklı Karadeniz Trabzon Maçka
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg