Siyaset-toplum ve STK ilişkileri nasıl olmalı?

Geçen yazımızda Trabzon hemşehri derneklerinin siyasetle ilişkilerine bir köşesinden değinmiş, ortada sağlıksız bir durumun olduğunu tespit etmiş ve yazıyı “Bundan sonra özelde siyaset-hemşehri dernekleri genelde de siyaset-STK ilişkileri nasıl olmalıdır?” diye bitirerek cevabı bu yazıya bırakmıştık.

Siyaset-toplum ve STK ilişkileri nasıl olmalı?
Siyaset-toplum ve STK ilişkileri nasıl olmalı? Yonetici
Advert

En başından alalım:

Toplumun insan bedeni gibi canlı bir organizma olduğunu varsayabiliriz. Nasıl ki insan bedeninde organlar ve bu organlarının her birinin farklı bir görevi vardır, hem kendileri görev ve fonksiyonlarını yeterli derecede icra eder ve diğer organlarla birlikte uyum ve işbirliği içinde çalışırlarsa insan da sağlıklı yaşar, toplum da aynı onun gibidir.

Toplumun organları nelerdir? Siyaset, ekonomi, sanat, kültür, spor, medya, sivil toplum kuruluşları ve diğerleri... Örnekleyelim; siyaset beyin ise ekonomi mide ya da karaciğer olabilir, STK’lar da kalp. Farklı benzetmeler de yapılabilir, önemli değil.

Organlar sağlıklı çalışmazsa...

Şimdi bu organlar sağlıklı çalışmaz, mesela kalp vücudun her yerine kan pompalayamazsa insanda rahatsızlık baş gösterir. Ya da beyin insan faaliyetlerini yönlendirmek için emirleri vermez ya da geç verirse aynı şekilde... Hele biri diğerinin görev alanına girerse beden sağlığı iyice zıvanadan çıkar. Toplum hayatında da böyledir, örneklerini bolca görüyoruz.

Geçen yazıda da dediğimiz gibi STK’lar sadece hemşehri dernekleri değildir; sendika, baro, meslek odaları gibi hayatın birçok alanına hitap eden kurumlardan oluşur. Geçmiş dönemlerde bu kurumlarda toplumun geneli temsil edilmiyordu, o kurumlara hâkim olan zihniyet buna izin vermiyordu, bunda da hiçbir mahzur görmüyordu. Beden de buna tepki vermiyor ya da verdiği tepkiler görmezden geliniyordu. Dolayısıyla mevcut sağlıksız durum fark edilemiyordu.

Zaman içinde toplumun temsil edilmeyen kesimleri şehre inip çeperlere yerleştiler, okuyup adam (!) oldular, sermaye biriktirip ticarette kendilerini gösterdiler, şehrin merkezine doğru gelmeye başladılar.  Bu kesimler, hayatın her alanında olduğu gibi STK’lara da girmeye çalıştılar ama oralara hakim olan zihniyet buna yine izin vermedi.

Akıp giden bir nehri engellemeye, önünü kesmeye çalışırsanız debi arttıkça kendisine başka yataklar arar, oralardan akmaya çalışır.

İşte tam bu noktada bu kesimlerin karşısına hemşehri dernekleri alternatifi çıktı. Önü kesilen nehir de oraya akmaya başladı.  

Gelinen noktada, hemşehri derneklerinin –istisnalar dışında- tarafsız olmadıkları ithamı yapılıyor. Evet, bu durum geride bıraktığımız seçim sürecinde ayan beyan görüldü.

Amma ve lakin...

Tarafsız olmalı diyorsunuz ama...

Geçmişte baro, sendika, meslek örgütleri gibi STK’lar tarafsız mıydı? Oralarda toplumun her kesimi temsil ediliyor muydu? Daha da acısı, buna gerek görülüyor ve bundan herhangi bir rahatsızlık duyuluyor muydu? Kalp ve beyin bedenin tamamına hizmet etmiyordu ama hizmet alamayan bölgelerin sesi çıkmıyordu. (Geçmiş zaman kipi kullandık ama hâlâ öyle)

Bedenin sağlıklı olması için organların kendi görevlerini yapmaları, diğer organların faaliyet alanına girmemeleri ve o diğer organlarla uyum içinde çalışmaları gerekmektedir.

Daha da özele inelim: Bundan böyle hemşehri dernekleri kendi başlarının çaresine bakmak zorundadırlar. Siyaset kurumuyla hiçbir ilişki içinde olmamaları doğru değildir, ancak bu ilişki efendi-köle ilişkisi mahiyetinde değil iki organın iş birliği şeklinde olmalıdır. Yani siyaset bir derneğe yardım edecekse o derneğin hakkı olduğu için edecektir, bunun karşılığında toplu biat beklememelidir. Dernekler siyasetle toplum arasında köprü ve regülatör vazifesi görmelidirler. Böyle olduğu takdirde siyaset de rahatlayacak, diğer her organ gibi görevini daha verimli bir şekilde yapacaktır.

Son seçimde örneğini  gördüğümüz gibi, AK Parti’nin hemşehri derneklerinden bugüne kadar verdiği desteklerin karşılığını –haylice hoyrat bir tavırla- istemesi ters tepmiştir. Halbuki dernek dernek dolaşıp insanları bu kadar sıkboğaz edeceklerine, daha münasip bir lisanla “Değerli hemşehrilerimiz, biz bugüne kadar hemşehri derneklerimize destek verdik, yardım ettik. Bu seçim çok önemli, sizin en doğru kararı vereceğinize inancımız tamdır” şeklinde bir söylem benimsemiş olsalardı, sonuç çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Siyaset toplum STK Hemşehri dernekleri AK Parti Seçimler
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg