Trabzonspor’dan vazgeçmek…
Bülent Şirin

Trabzonspor’dan vazgeçmek…

Advert

Trabzonspor’da kongreye günler kala aklımızı meşgul eden iki konu hakkında ikişer satır karalayalım dedik.

Bir önceki yazımızda ilk kez kaleme aldığımız, ondan sonra da her ilgili ortamda dile getirdiğimiz iki turlu seçim sistemi başta başkan adayları olmak üzere herkes tarafından beğenildi, ancak bu uygulamanın gerçekleşmesi için gerekli tüzük değişikliğinin kongreye yetişmeyeceği ifade edildi.

Prosedüre tam olarak vakıf değilim, dolayısıyla emin de olamam ama şartlar zorlansa gerekli değişiklik yapılabilir gibi geliyor bana. Tabii kimse böyle bir teklife doğrudan hayır diyemez ve diyemedi; çünkü bu teklife olumsuz bakan adayın ikinci tura kalamayacağı endişesi yaşadığı anlamına gelirdi. Neden ipe un serildi peki? Neden olacak, mevcut sistemle yapılacak bir seçimde herkes birinci olma şansını yüksek görüyor da ondan. İki turlu sistem olsa, ilk turda birinci olan aday “ulan ne güzel kazanmıştık, şimdi bir daha yarışacak ve belki de pisi pisine kaybedeceğiz” diyecek.

Halen yaşamakta olduğumuz kongre sürecinde başta Muharrem Usta ve Celil Hekimoğlu olmak üzere adayların “birleşin!” baskısından ne kadar bunaldıkları her hallerinden belli oluyordu. Sorulacağını bildikleri için konuşmalarında neden birleşemediklerini uzun uzun anlatıyorlar, soru-cevap kısmında bir daha soruluyor. Hatta bir daha, bir daha…

Camia çok parçalı; ve kuvvetle muhtemeldir ki önümüzdeki dönemlerde yine çok adaylı kongreler göreceğiz. Bu da demek oluyor ki biz daha çoook “bölündük, parçalandık, un ufak olduk, bu talihsiz başımı hangi duvarlara vurayım?” diye ağıtlar yakacak, adaylara insanlık dışı denecek seviyede baskı yapacak, yoğurt yiyişleri farklı olan yiğitlere zorla aynı tasa kaşık sallatmaya çalışacağız.

Hiç gerek yok bunlara. Camianın çok parçalı olmasının dezavantajları yanında avantajları da vardır. O halde dezavantajları bertaraf edip, avantajları kullanabilmenin yollarını arayıp bulmak zorundayız. İki turlu seçim bizim önerimizdir. Vuslat bu sonbahar olmazsa bir başka sonbahar olacaktır diye umut ve temenni ediyoruz.

Kongrede “istenmeyen” bir sonuç çıkarsa…

Buradan bir başka konuya geçelim. Bazı dostlar önümüzdeki kongrede istemedikleri bir sonuç çıkarsa Trabzonspor’la ilişkilerini askıya alacaklarını söylüyor, hatta bazıları hayatlarından bütünüyle çıkaracaklarını ifade ediyorlar. Bugünkü ahval ve şeraitte böyle bir psikoloji anlaşılabilir, ancak kabul edilebilir değildir:

Varsayalım ki Trabzonspor bugünkünden de kötü durumlara düştü, artık bir kesimin gözünde umutsuz vaka haline geldi. Umutsuz arkadaşlar da Trabzonspor’u terk ettiler. Pekâlâ, günün birinde birileri çıkar da hastayı ayağa kaldırır, sonra koşturmaya başlarsa ne olacak? Zararı yok, döneriz geri. Öyle mi? Af buyurun da hangi yüzle?

Fenerbahçe’nin milattan önce bir dönem Tahsin Kaya diye bir başkanı vardı. Ali Sami Yen’de ilk yarısını Galatasaray karşısında 3-0 yenik bitirdikleri maçtan çıkmış gitmiş, sonra radyodan Fenerbahçe’nin peş peşe attığı gollerle skoru 4-3 yaptığını duyunca geri dönmüş ve maçtan sonra futbolculara sarılıp ağlamıştı. Gazetelerde bu sahneyi resmeden kareler, zihnimde en çirkin ve zavallı görüntüler olarak kaldı. Muhteremin adını Fenerbahçeliler bile zor hatırlıyordur artık.

Trabzonspor böyle gitmez. Kurtarılamayacak kadar kötü bir duruma hiç düşmez. Potansiyelinin çok büyük bir bölümünden istifade edemeyen bir camiadan bahsediyoruz. Bu potansiyel günün birinde mutlaka değerlendirilir, kulüp eskisinden de daha güzel günler görebilir. O zaman da “kötü günlerin umutsuz taraftarları” şöyle bir adım geride durmak zorunda kalırlar. Hiç de kusura bakmazlar.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg