Yeni Eğitim-Öğretim yılı başlarken
Ali Kandemir

Yeni Eğitim-Öğretim yılı başlarken

Advert

Okul öncesi, ilk ve ortaokullar ile liselere devam edecek yaklaşık 17 milyon öğrenci ile yeni eğitim öğretim yılı başladı. Bu vesile ile yeni eğitim-öğretim yılının çocuklarımız, velilerimiz, eğitimcilerimiz ve ülkemiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını dilerken başka bir temennimi de dile getirmek isterim. O da; yeni dönemin, geçmişte olduğu gibi “kitaplardaki bilgilerin öğrencilere aktarılması, öğrencilere yoğun olarak test çözdürülmesi“olarak algılanmamasıdır. Çocuklarımızı eğitmekteki temel amacımız; onlara öğretilenin işe yaradığının gösterilmesi ve öğrenciler tarafından kullanılması, eğitildiklerinin somut göstergesi olarak davranış ve düşünce biçimlerinin olumlu yönde değişim göstermesinin sağlanmasıdır.

Eğitim kurumlarımızın genelinde öğrenci değerlendirmeleri, öğretilenin ne ölçüde tekrarlandığı dikkate alınarak yapıldığı için öğrencilerimizde analitik düşünme becerisi yeterince gelişmemektedir. Bu koşullar altında da gelişmesine ihtiyaç yoktur. Çünkü bireydeki analitik düşünme becerisinin, hem kendisi açısından hem okul başarısı hem de toplumsal başarı anlamında motive edecek bir karşılığı bulunmamaktadır.

Her yıl okullarımızın fiziki koşulları gittikçe iyileşmektedir. Bu iyileşmeye eğitim ortamlarının insana bakan yönlerinin yeterince eşlik ettiğini söylemek her zaman mümkün olamamaktadır. Kitaplardaki bilgileri öğretmenin yanında, öğrencilerin eğitimlerinde eğitim ortamlarının da çok büyük önemi vardır. Bir öğretmenin veya idarecinin öğrenciye şefkati, nazik ve içten davranışı, kararlı duruşu, öğretmenlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin seviyesi, hitabındaki incelik, alanı ile ilgili donanımı öğrenciyi etkileyen ve yaşamını şekillendiren unsurlardır. Öğrenciler başkalarına saygıyı, çalışma disiplinini, bilgiye dayalı iş yapma becerisini kitaplardan bağımsız okul ortamlarında öğrenir. Başka bir ifade ile okullar kitaplardan daha fazlasıdır.

Diğer taraftan çocuklarımızın eğitimi konusunda toplumumuza da önemli görevler düştüğü göz ardı edilmemelidir.  Çocuklarımızın eğitilme sorumluluğunu tamamen eğitim kurumlarımızın omuzuna yükleyerek kolaycılığa kaçamayız. Toplum okullarda alınan eğitimi desteklemeli, okullarda verilen eğitime saygılı olmalı ve çocuklarımızın öğrendiklerini takdirle karşılamalıdır.  Eğitim kurumlarında öğretilenleri etkisizleştirmemelidir.  Toplumsal ilişkilerde liyakatin ve adaletin çalışmadığını, belirlenen kurallara çoğunluğun uymadığını, doğanın korunması konusunda hassasiyettin düşük olduğunu, anne, baba, büyük, küçük, ülke vb. kavramların sulandırıldığını, çok az kişinin sorumluluklarını yerine getirmede istekli olduğunu, bilgiye olan inancın düşük olduğunu gören gencimiz okul ve toplum arasında hangisinin doğru yaptığı konusunda ikileme düşmektedir. Gençler, eğitim kurumlarında öğretilenlerin toplum nezdinde karşılığının olmadığını fark ettiklerinde, öğrendiklerini ve yeteneklerini başkalarını ezmek ve her koşulda kişisel fayda sağlamak üzerine kullanmaya çalışacaktır. 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg