Akademideki araştırma projeleri üzerine
Ali Kandemir

Akademideki araştırma projeleri üzerine

Advert

Bütçesi, ekibi, süresi ve amacı belli olan sistematik çalışmaları proje olarak adlandırabiliriz. Amacına yönelik olarak onlarca proje türü bulunmaktadır. Yazımın konusu üniversitelerdeki araştırma projeleri üzerine olacak ve özet bilgileri ihtiva edecektir.

Araştırma projelerini diğer bilimsel çalışmalardan ayıran en önemli unsur, maddi desteği veren kurumun belirleyeceği şartlara göre önceden bir proje metninin hazırlanarak sunulmasıdır.   Hal böyle olunca proje ekibinin, desteği veren kurumu projesine destek için bilimsel yönden ikna etmesi ve desteğin karşılığında taahhüt edilenleri yerine getirmesi gerekmektedir.

Ülkemizde akademisyenlerin proje önerileri büyük oranda üniversitelerin doğası gereği üniversitenin kendi öz kaynaklarından desteklenmeye çalışılmaktadır. Akademisyenler, üniversitesinin kaynaklarından daha kolay erişebilecekleri proje imkânları sağladığı sürece üniversite dışı kaynakları sağlayacak kuruluşları ikna edecekleri proje önerisi yazmaya pek az istekli olacaktır. Yapılan çalışmalara göre akademisyenlerce kolaylıkla ulaşılan, değerlendirme ve sonuçlandırma prosedürleri daha az olan üniversite içi proje desteklerini tercih ettikleri, bunun sonucunda ise projelerin önemli bir kısmının özgünlüğü düşük ve yaygın etkisi sınırlı olduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan birçok üniversitenin Proje Birimlerinin yeterli bütçesi bulunmadığından istese de akademisyenleri için çok sayıda projeyi desteklemeleri mümkün görünmemektedir.  Bu nedenle üniversitelerin akademisyenlerini üniversite dışı proje desteklerine yönlendirmesi zorunlu hale gelmektedir.  Bunun için de akademisyenlerin proje kültürünü geliştirecek çalışmalara ihtiyaç vardır.

Araştırma projelerinde karşılaşılan diğer önemli bir problem de; bugüne kadar araştırmalar için üniversitelerde büyük oranda kamu kaynağının kullanılmasına bağlı olarak akademisyenlerin üniversite dışı kuruluşların proje önerilerine ve proje kabul koşullarına uzak bir şekilde yetişmiş olmalarıdır. Bu durumun akademisyenleri üniversite dışı proje desteklerine yönlendirmedeki en büyük engel olarak görmekteyim. 

Birçok üniversite, zaman zaman da TÜBİTAK desteği ile akademisyenlerinin proje hazırlama becerisini artıracak çalışmalar yürütmektedir. Bunun sonucunda üniversitelerde proje seferberliğe başlatılmakta, fakat ülkemizde hazırlanan projelerin desteklenme oranlarının düşüklüğü akademisyenlerde motivasyon kaybına neden olmaktadır. Zira ülkemizde nerede ise TÜBİTAK dışında akademideki çalışmalara odaklanan ve araştırma-geliştirme projelerini destekleyecek kurumlar hemen hemen yok gibidir. Olanların da bütçeleri düşük seviyelerde kalmaktadır. Son zamanlarda değişik bakanlıklar bünyesinde sanayi ile işbirliğine dayalı projelere önemli destekler verilmeye başlanmıştır. Fakat buna paralel olarak üniversitelerimizin uygulamalı alanları dâhil, faaliyetlerin büyük oranda teorik düzeyde olması, bazen de ticaret erbaplarının üniversite ile işbirliğinin çıktılarından ziyade her ne pahasına olursa olsun verilecek bakanlık desteğine odaklanması proje destek çabalarını etkisiz kılabilmektedir. Diğer taraftan akademik düzeyde ihtiyaç duyulan projelerin bir kısmı edebiyat, tarih, teorik fizik, kimya, biyoloji matematik gibi temel alanlara ilişkin olup, bu alanlardaki çalışmaların toplum için pratik yararları bulunmamaktadır. Bulunmasına da gerek yoktur. Ülkemizde üniversitelerin bilime, kültüre, sanata olan katkıları dikkate alınmadan toplum için mutlaka pratik bir yararı olmalı anlayışı temel alanlara proje desteği bulma ümitlerini iyice azaltmaktadır.

Birçok bilimsel çalışma için bazen ülkemizin de katkıda bulunduğu yurt dışı proje desteği imkânları bulunmaktadır. Bu desteklerde prosedürlerin sıkı kurallara bağlı olması ve akademisyenlerimizin birçoğunun dil sorunu yurtdışı destek imkânlarından yararlanmayı sınırlandırmaktadır.

İster yurt içi ister yurt dışı olsun proje desteklerine başvurmada, destek alınması halinde projenin her boyutu ile yürütülmesinde akademisyenlere yardımcı olacak, projelere dair süreçleri bilen personel eksikliği bulunmaktadır. Durum böyle olunca aldığı bir projenin prosedürler içinde boğuşan akademisyen ve ekibi daha sonra başka bir proje başvurusunu göze almak istememektedir.

Diğer bir sorun da akademisyenlerin proje desteklerini alan ve kabul eden üniversite dışı kurumların proje başvurularını değerlendirme süreçlerinin uzunluğu. Çoğu zaman proje değerlendirme işlemleri sona erdiğinde araştırma ekibi tarafından öngörülen çalışma takvimi aşılmış, birçok yönden projenin uygulanabilirliği ortadan kalkmış olabilmektedir.

Akademideki proje sorunlarına ilişkin yazılacak çok şey olmasına karşın konuyu uzatmadan birkaç öneride bulunmak istiyorum.

Hiçbir üniversitenin öz kaynakları, devlete ait kamu kaynakları ülkede ihtiyaç duyulan araştırma projelerini desteklemeye yetmez. Bu bakımdan zenginlerimizin kuracağı vakıflar hem ihtiyaç duyulan bütçeyi karşılamış hem de projelerin başvuru, değerlendirme, yürütme ve sonuçlandırma prosedürlerini azaltmış olacaktır. Kâr amacı gütmeyen vakıfların desteği olmadan ülkemizde ne araştırmaların kalitesi artar ne de araştırmalar için gerekli proje destekleri karşılanmış olur.

Devletimiz tarafından gelir düzeyi düşük öğrencilerimizin okuması için maddi desteğe devam edilmeli fakat durumu iyi olanlardan mutlaka öğrenime katkı payı alınmalıdır. Amerika’da devlet üniversitesine devam eden bir öğrencinin yıllık ortalama yirmi bin dolar katkı payı ödediği dikkate alındığında ülkemiz yükseköğretiminde öğrencilerden hemen hemen hiçbir katkı payının alınmamış olması üniversitelerin proje için ayırabilecekleri öz kaynakları düşürmektedir.

Üniversite içinden veya dışından birçok vakıf tarafından yükseköğretimde öğrencilere burs verilmektedir. Bursların en azından bir bölümünün öğrencilerin herhangi bir projede yer alması halinde verilmiş olması, üniversitelerde hem araştırma projelerine kaynak bulmayı kolaylaştıracak hem de ülkemizin ihtiyaç duyduğu proje becerisi kazanmış bireylerin yetişmesine katkıda bulunacaktır.

Üniversitelerde atama, yükseltme, görev yenileme süreçlerindeki koşullardan birisi de, akademisyenlerin çalıştığı birime proje yolu ile dış kaynak sağlama olmalıdır.  

Proje ofisleri üniversitelerde proje süreçlerini takip edecek, akademisyenlere proje hazırlama becerisinin geliştirilmesi için etkinlikler yaptıracak, proje imkânlarının araştıracak, akademisyenlere projelere başvurulması, yürütülmesi ve sonuçlandırma aşamalarında yardımcı olacak en etkin birimlerin başında gelmelidir. Üniversitelerimize bu konuda elaman alımı ve yetiştirilmesi ile ilgili yasal ve idari destek vermelidir. Aksi halde mevcut koşullarda üniversite yönetimlerinin etkin bir proje ofisi oluşturmaları hususunda yapabilecekleri oldukça sınırlıdır.

Vakıflar, sivil toplum örgütleri bazen de şahıslar tarafından üniversitelerdeki değişik araştırmalara deste verilmektedir. Fakat ülkemizde bu durum yaygın değildir. Devletimiz tarafından vakıfların ve sivil toplum örgütlerinin üniversitelerdeki araştırma projelerine katkıda bulundurmaları şiddetle özendirilmelidir. Üniversitelerin araştırma fonlarına bağışları artıracak formüller geliştirilmelidir.

Akademisyenler araştırmalarında üniversite dışı fonlara özendirilmelidir. Üniversite dışı kaynaklar üniversitelerde araştırmaları sayısal olarak artırmanın yanında, akademisyenleri daha etkili çalışmalar gerçekleştirme konusunda da disipline edecek ve üniversitelerin topluma olan katkılarını da artıracaktır.

Araştırma projelerine verilen desteklerde, özellikle uygulama projelerinde üniversite dışı paydaşların da akademisyenlerle birlikte projede yer bulması istenmelidir. Bu durum bilimsel bilginin toplumda kabul görmesine ve bilgiye dayalı uygulamaların yaygınlaşmasına imkan verecektir.

Daha güzel günlere ulaşmak dileği ile kalın sağlıcakla.

 

 

 

 

 

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg