Yıllardan beri ülkemizde hepimizi huzursuz eden ve zaman zaman da tarifsiz acılara yol açan bölücü terör sorunu enerjimizi tüketmiş ve tüketmeye devam etmektedir. Terör konusunda uzman olmadığım için bu konuda çözüm önerilerinde bulunmamdan abes bir şey olamaz. Bununla birlikte konuyla ilgili yıllardan beri mevcudiyetini sürdüren iki fiili durumu vurgulamak istiyorum.
Bunlardan birincisi; yeni Kürt jenerasyonunun önemli bir kısmının devletimize bilenmişliği. Kanaatimce bunun nedeni, dış destekli bölücü örgütün orta yaşın üzerindeki Kürt kardeşlerimizden, dindarlıkları ve devlete bağlılıkları nedeniyle vazgeçmeleri, hedeflerine ulaşmada bu kesimi engel görmeleridir. Zira çözüm olarak bu iki özelliği taşımayan genç bir kuşak oluşturmak yıllardan beri temel hedeflerinden biri olmuştur.
İkincisi ise Avrupa kamuoyunu Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısına getirmek üzere oluşturdukları etkili olumsuz propaganda ortamı. Öyle ki, 2011 yılındaki Van depreminde neredeyse İngiltere kamuoyunun tamamını “Türkiye’de devlet yıkılan yapıların altındaki Kürtlerin ölmesini bekliyor, Türkleri tespit edip enkazlardan kurtarıyorlar. Devlet Kürt halkını kaderiyle baş başa bıraktı, göstermelik yardımın dışında kılını bile kıpırdatmıyor” şeklindeki yalanlara bile inandıracak kadar. Elbette arkalarına Batılı ülke desteğini alarak. Devletimizin yanında yer alan ve çoğunluğu teşkil vatandaşlarımızın ise Batı ülkelerinin kamuoyunda sesleri ya çıkmamakta, ya da oldukça cılız kalmaktadır. Bunun değişik nedenleri olabilir. Bunlardan en önemlisinin, Avrupa’ya başından itibaren çalışmak üzere giden gurbetçilerimizin kaderleriyle baş başa bırakılması ve sonraki jenerasyonların etkili konumlarda olmasını sağlayacak planlamayı ülke olarak yapamamış olmamızdır diye düşünmekteyim.
Bölücü terör sorununu çözmek üzere bölgeye yapılacak yatırımlar, kanaat önderleriyle işbirlikleri elbette önemlidir. Bununla birlikte, Kürt kökenli gençleri yıllarca devlete karşı bileyen zihniyeti ortadan kaldırmadan bölgeye yapılan fiziki anlamdaki yatırımların hepsinin kısa sürede heba olacağı bilinmelidir.
Terör örgütünün batılı ülkelerdeki olumsuz propagandaları karşısında gerçekleri anlatacak kamuoyu çalışmalarımız olmadığı veya etkisiz kaldığı sürece, Güneydoğu kısmen de Doğu bölgemizdeki terörün itici gücü konumundaki Batı kamuoyu desteğinin artarak devam edeceği bilinmelidir.
