Ülkemizin doğal bitki zenginliği
Ali Kandemir

Ülkemizin doğal bitki zenginliği

Advert

Bu yazımda yerli ve yabancı uzmanlar tarafından gayet iyi bilinen bir konuyu uzmanların dışında kalan kesimler için özetlemek istedim.

Türkiye ılıman kuşakta yer alan ülkeler içinde bitkisel zenginliği en fazla olan ülkelerin başında yer almaktadır. Güncel verilere göre ülkemizde 11,700 civarında bitki çeşidi doğal olarak yaşamını sürdürmektedir. Bu çeşitlerden ise 3,600 tanesinin dünyadaki tek yaşam yeri Türkiye’dir. Başka bir ifade ile bu 3.600 çeşit ülkemiz için endemik çeşitlerdir. Bütün Avrupa kıtasında 12,000 çeşidin yaşadığı, bu çeşitlerden yaklaşık 2,700 tanesinin kıtaya özgü ve Avrupa ülkelerinde en fazla endemik tür barındıran Yunanistan’a özgü çeşit sayısının 900 olduğu düşünüldüğünde bitkisel açıdan ülkemizin ne kadar zengin olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır. Doğal bitki çeşitliliği yanında ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde tarımı yapılan birçok bitki çeşidinin de orijini Anadolu’dur.

Anadolu’nun bitki açısından bu kadar zengin olmasının değişik nedenleri bulunmaktadır. Ülkemizin karasal bir köprü konumunda olması, coğrafyamızın iklim, toprak, jeolojik ve topografya çeşitliliğinin fazlalığı ile jeolojik geçmişi bu zenginliğin ana etkenleri arasında sayılabilir.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız zenginlik insan etkisine bağlı olarak her geçen gün zarar görerek azalmaktadır. Bu yazımın konusunu oluşturmaması nedeniyle bitkisel zenginliğimizin nasıl azaldığına ilişkin örneklere şimdilik değinmeyeceğim.

Türkiye’nin bitki çeşitliliğine ilişkin her toplantıda, ülkemize özgü çeşitlerin fazlalığı ile övünürüz. Gözden kaçırdığımız önemli husus; size özgü bitki çeşitleriniz ne kadar fazla ise önlem alınmadığında yok olmaya aday o kadar fazla bitkiniz var demektir. Üzülerek belirtmem gerekir ki, bitkisel zenginliğimizi sürdürülebilir kullanmaya ve korumaya yönelik iyi örneklerin sayısı çok çok azdır. Bunun en büyük nedeni, konunun öneminin ilgili kurumlarca anlaşılamamış olması ve zenginliğimiz hakkında toplumsal bilgi eksikliğidir. Hakkında sınırlı bilgi sahibi olduğunuz bir şeyden yararlanamayacağınız gibi onun nasıl korunması gerektiğini de bilemezsiniz.

Bugüne kadar sözünü ettiğim zenginliğimiz konusunda toplumun, özellikle de genç bireylerin yeterince bilgi sahibi olmadığı aşikârdır. Bu durumdan, bitki konusunda çalışan uzmanların ulaştığı sonuçları toplumun geniş kesimlerine ulaştırma ve bu bilgileri kullanma konusunda istenilen çabayı gösterememiş olmasının de büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Tabi bu konuda toplumsal bir öğrenme talebine de ihtiyaç olması gerektiği unutulmamalı.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg