Rize'de 70.000 kişi tehlikede

Rize’de dolgu alanda inşa edilen binaların temelindeki demirlerde tuzlu su nedeniyle korozyon tespit edildi. Hazırlanan rapora göre, 70 bin kişinin yaşadığı alandaki binalar yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya...

Rize'de 70.000 kişi tehlikede
Rize'de 70.000 kişi tehlikede Admin
Advert

RİZE'DE 1960’lı yıllardan bu yana deniz doldurularak elde edilen arazilerin imara açılması günümüzde ciddi tehlikeleri beraberinde getirdi. Rize’de 1970’li yıllarda imara açılan dolgu alanı üzerinde 13 katı bulan binalar yer alıyor. Şehir nüfusunun yüzde 70’lik bölümü dolgu alanı üzerinde inşa edilen binalarda yaşarken, binaların taşıyıcı kolonları tuzlu su nedeniyle büyük zarar görüyor. Kolonların içindeki demirler zeminden çektiği tuzlu sular nedeniyle âdeta erirken, binalar yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Rize Menderes Bulvarı üzerinde deniz dolgusu ile kazanılan alanda 20 yıl önce 4 blok üzerine inşa edilen 8 katlı ve 117 daireli Deniz Sitesi ile içinde iş yerleri, cami ve Kur’an kursu bulunan 7 katlı Müftülük Sitesi’nin temelinde inşaat mühendisleri tarafından teknik inceleme yapıldı. İki binanın da temelinde yer alan demirlerin tuzlu su altında kalarak korozyona uğradığı belirlendi. Teknik raporları olumsuz çıkan binaların duvarlarında çatlamalar ve başka büyük riskler olduğu belirtilince, Rize Belediyesi iki binanın yıkılarak kentsel dönüşümle birlikte doğru tekniklerle yeniden yapılması için çalışma başlattı.

RAPORDAKİ TEHLİKE

İnşaat Mühendisleri Odası Rize Şube Başkanlığı, deniz doldurularak kazanılan ve yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı alanla ilgili teknik rapor hazırlandı. Rize kent merkezinin büyük bölümünü oluşturan dolgu alanının 1970’li yıllarda denizin büyük taşlar ile doldurulması ile kazanıldığının belirtildiği raporda şu görüşlere yer verildi: “Taşların arasına kum veya balçık gibi malzeme ile karışım yapıldı, alanın oturması beklendi. Bu alanlar daha sonra imara açılarak 3 kat hâlinde yapı izni verildi. Ancak binalar, mühendislik ilke ve hesapları yerine usta, kalfa zihniyeti ile inşa edildi. Yani tekniğine uygun yapılmadı. Bina temelleri, deniz suyu seviyesinin altında tuzlu su olan alana elle beton dökülerek inşa edildi. Beton sağlıklı dökülmedi, hafriyat derinliği uygun yapılmadı, dolgu alanındaki yapılar yapım tekniğine uygun inşa edilmedi. Daha sonra da bu binalara ilave kat izinleri verilmeye başlandı ve risk artarak devam etti. Temeli sakat, beton kaliteli değil. Bina temelleri deniz dolgusu ile kazanılan alanda tuzlu su altında kaldığı için demir özelliğini kaybetmiş, çapı düşmüş.”

MİLLETVEKİLİNİN UYARISI

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan AK Parti Rize Milletvekili Hasan Karal, korozyona uğradığı tespit edilen iki binadaki hasarın ciddi boyutta olduğunu belirterek “Temeller çürümüş diyebiliriz. Bu iki bina yıkılarak yerine örnek proje yapılması için çalışma başlattık. Diyanet İşleri Başkanımız da bize destek veriyor. Rize Belediyesi ya da TOKİ marifetiyle orada yeni binalar inşa edilecek.” dedi.

BELEDİYE MÜDAHALE EDECEK

Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, kent merkezinde 1970-1990 yılları arasında deniz doldurularak oluşturulan yerleşim yerlerine yönelik yapılaşma çalışmalarını başlattıklarını bildirdi. Kasap, gazetecilere yaptığı açıklamada, Rize'de özellikle Ekrem Orhon Mahallesi ve hizasındaki alanda dolguyla kazanılan bölgede 1970-1990 yılları arasında yapılaşma gerçekleştiğini hatırlattı. Bu alanda yapılan binalarla ilgili tespit edilmiş bazı risklerin zaman zaman kamuoyuna yansıdığını ifade eden Kasap, şöyle devam etti: "Belediye olarak teknik arkadaşlarımızın verdiği bilgiler çerçevesinde özellikle deniz seviyesinin altındaki binaların temellerinde korozyon oluşmasıyla ortaya çıkan bir risk olduğu ifade edildi. Bu yeni gerçekleşmiş değil. Yapıların yapıldığı zamandaki teknolojik şartlara göre belli bir koruma imkânı ile yapılmış. Günümüzde artık bu tür binalar suyun içerisinde bile on yıllarca dayanabilecek imkâna sahip." Yeni inşaat teknikleriyle riski ortadan kaldırmak için çalışma başlattıklarını vurgulayan Kasap, şunları söyledi: "Belediye olarak belli bir program dâhilinde, dolgu alanındaki yerleşim yerlerine yönelik yeniden yapılandırma, yapılaşma çalışmalarını başlatıyoruz. Bu zaman alacak, belli kanunlara yönetmeliklere göre yapılan faaliyetler. İlk olarak Deniz Sitesi olarak bilinen site ile eski müftülük olarak bilinen yerin kentsel dönüşümüne başlıyoruz. Buna yönelik adımları attık. Hem Deniz Sitesi hem eski müftülük binasının bulunduğu yerde hukuki çalışmalar yapılıyor. Site yönetimiyle yapılan ön görüşmelerde bizim gibi düşündüklerini gördük." Kasap, bunun bir örnek olacağını dile getirerek "Vatandaşlarımız, bunu örnek alarak kendileri bu tür adımları atabilecek. Rize'de ilk defa böyle bir çalışma gerçekleşeceği için ilk çalışmayı belli bir program dâhilinde TOKİ ve belediye işbirliği içerisinde yürüteceğiz." diye konuştu. 1970-1990'lı yıllar arasında yapılan bütün yapıların dolgu alanında olmadığına işaret eden Kasap, "Ekrem Orhon Mahallesi hizasında yapılan binalar dolgu alanı içerisindeki binalardır. Bunun içerisinde belediye blokları da dâhildir. Rakamsal olarak çok büyük bir rakam değildir, Rize'nin yekûnu içerisinde. Bir mahalle veya bir bina olsun, buna yönelik olarak adımlar atmak durumundayız. Rize'de son 20 yıldır tartışılan bir konunun biz uygulamasını gerçekleştirmeye başladık." ifadelerini kullandı.

MAHMUTOĞLU: "KENTSEL DÖNÜŞÜM HIZLA GÜNDEME GELMELİ"

Rize Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Mahmutoğlu ise şehir merkezinde denizin doldurulmasıyla kazanılan alanlarda yapılan binaların temeli tuzlu su altında kaldığı için demirlerin özelliğini kaybettiğini, bunun da risk oluşturduğunu söyledi. Mahmutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Yerleşim alanı kıtlığı dolayısıyla 70'li yıllardan itibaren 90'lı yıllara kadar dolgu yapılarak yeni yerleşim alanı kazandırıldı. Bu dolgular, kimi yerde 2-3 metre, bazı yerlerde 6-7 metre. Düzensiz olarak yapılan binalarda özellikle bodrum katlarında yalıtım ve bohçalama denilen tekniklerin uygulanmaması sonucu günümüzde korozyon dediğimiz deniz suyunun demirle buluşması sonucu demirin etkenliği, dolayısıyla binanın taşıyıcılığını etkileyen bir durumla karşı karşıyayız. Bu binaların ivedi bir şekilde tespit edilip detaylı araştırmasının yapılıp kentsel dönüşüm sürecinin çok hızlı bir şekilde gündeme gelmesi gerekiyor." Mahmutoğlu, Rize merkezli 5 şiddetinde bir depreme binaların dayanma imkânının olmadığını savunarak "Allah korusun, çok büyük bir felakete sebebiyet verebilir. Geç kaldık, ivedi şekilde bütün binaların bu risk haritası çıkarılmalı ve önlemleri hep beraber, el birliğiyle almalıyız," dedi.

"TEHLİKEYİ HİSSEDİNCE KAÇIYORUZ"

Riski bulunup iki yıl içerisinde yıkılma kararı alınan, aynı zamanda cami olarak da kullanılan bir binanın altında dükkân işleten esnaflar ise tedirgin olduklarını belirtirken, tehlikeyi hissettikleri an kendilerini dükkânlarından dışarı attıklarını söylediler. Esnaflar yaptıkları açıklamada, “Dört şiddetinde bir deprem olursa bu bina yerle bir olur. Gündüz dükkândayız. En ufak bir sallantıda kendimizi dışarıya atıyoruz. Gecede ne olursa olsun. Onumu düşünelim şimdi. Bina sakat olsa da biz sadece namazımızı kılıp gidiyoruz. Başka bir şey yaptığımız yok.” dediler.

Rize Sahil dolgusu Yıkılma tehlikesi
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg