Karadenizli sanatçılar Hülya Polat, Apolas Lermi ve Tahsin Terzi, Furkan Derya, Kürşat Kurnaz, İlyas Derya’nın yanı sıra SAMKON Onursal Başkanı Kaya Aşçı, 1461 Trabzon Yönetim Kurulu üyesi Tuncay Çeliköz, Gurbetçi Gençler Grubu liderlerinden Hüseyin Zabun, Trabzon Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri İbrahim Akın ve yönetim kurulu üyesi İrfan Zengin, gazeteci-yazar Aksal Yavuz, Trabzonspor camiası ve STK dünyasından pek çok dostu açılışta hazır bulundular.
Açılış töreni sonrası Naci Parlak ve Turgay Şen ile yaptığımız kısa röportajı ilgi ve bilginize arz ediyoruz.
-Manto, pardesü, kaban gibi bayan dış giyim satışı yapıyoruz. 28 yıllık bir ticaret geçmişimiz var. Son 15 yıldır da kendi imalatımızı yapıyoruz. 22 yıldır dostluğumuz olan Turgay Şen kardeşimle son üç yıldır da beraber mağazalarımızı açmaya başladık. Irak, Libya, Cezayir, Tunus, Filistin gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. Oralarda bayilik sistemiyle çalışıyoruz.
Daha büyük ve kapsamlı nasıl çalışabiliriz diye düşünüp bu mağazayı açma kararı aldık. Bu işler ekip işidir. Ben daha çok imalat bölümüne zamanımı ayırıyorum, Turgay bey de pazarlama bölümüne ağırlık veriyor. Allah nasip etti, bugün burada ikinci mağazamızı açtık. Bundan sonra yatırımlarımızı daha çok perakende üzerine yoğunlaşarak zincir kurmayı düşünüyoruz.
-Uzun zamandır sektörün içinde olduğunuzu söylediniz. Bahsini ettiğimiz zaman zarfında Türkiye ekonomisi çok çalkantılı dönemler geçirdi. Sektörünüz de ekonomik krizlerden en fazla ve en önce etkilenen sektörlerden biri. Siz bu zor dönemlerden nasıl geçtiniz, nasıl bugünlere kadar geldiniz?
-Tabii bizim de olumsuz etkilendiğimiz zamanlar oldu. Birincisi kendi imalatımızın olması, ikincisi de piyasaya aldanıp elimizde fazla mal tutmamış olmamız. Kriz dönemlerinde en fazla zarar görenler genellikle elinde fazla mal tutup, sonra maliyetinin altına veren arkadaşlardır. Biz bu riske girmedik. Ağır ve emin adımlarla yürümeyi tercih ettik. Yine de olumsuz etkilendik tabii. Dövizle iş yaptığımız için kurdaki oynamalar bizi etkiliyor. Ama Allah’a şükür, ürünlerimizin kalitesi olsun, model ve tasarımları olsun bizi bugüne kadar ayakta tuttu.
-İMÇ’de iş yeri açmanızın sebebi, bu sektörün merkezi olduğu için mi yoksa başka sebepleri de var mı?
-Merkezi olduğu için. Türkiye’ye gelen yabancı müşterilerin çoğu Osmanbey, Unkapanı ve Laleli’den alışveriş yapıyor. Unkapanı, Osmanbey ile Laleli’nin ortasında bir merkezdir. Buradaki fiyatlar Osmanbey’e göre biraz daha makul ve uygundur, bir de Arap ülkelerinin tercih ettiği giyim tarzına uygun ürünleri burada bulmak mümkündür. Osmanbey’de Arap ülkeleri vatandaşlarına hitap eden kıyafet bulamazsınız ama burada bulabilirsiniz. Laleli’de de bulamazsınız. Laleli daha çok Rusya, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan gibi Türki cumhuriyetlerden gelen müşterilere hitap eder.
-Bugün Ortadoğu’da büyük bir kaos hâkim. Tam anlamıyla savaş var. Bu gelişmelerden etkilenmiyor musunuz? O bölge insanıyla nasıl iletişim kurup ticaret yapıyorsunuz?
-Tabii ki etkileniyoruz. Fakat bizim şöyle bir politikamız var: Onları anlamaya çalışıyoruz. Yeri geliyor, bir devalüasyon halinde fiyatlarımızı aşağı çekiyoruz. Bayilerimizle sürekli istişare halinde hareket ediyoruz. Bir problem söz konusu olduğunda bir orta yol bulup devamlı anlaşmak suretiyle çalışmalarımıza düzen vermeye çalışıyoruz. Dediğiniz gibi, oralarda savaş var. Bir savaş ortamında giyim kuşam belki de en son ihtiyaçtır. Fakat biz karşımızdaki müşterimizi zor durumda bırakmadan, günlük hayatlarına devam edebilmeleri için fiyat konusunda elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Elbette bu hep böyle sürüp gitmeyecek, barış ortamı tesis edilince bizim orada kurduğumuz ilişkiler ve zor zamanlarında onlara sağladığımız kolaylıklar sayesinde çok daha sağlıklı ve verimli bir ticaret ortamına kavuşacağımızı umuyoruz.
