Faydacılığımızdan faydalanmak
Ali Kandemir

Faydacılığımızdan faydalanmak

Advert

Bilimin yönünün nasıl olması gerektiğine ilişkin tartışmalar uzun zamandan beri süregelmektedir. İleri sürülen fikirlerden birisi de “faydacılık” kavramıdır. Yapılan işin bir faydası var ise bilimin konusunu teşkil etmelidir. Ülkemizde benzer bir yaklaşım başta eğitim olmak üzere diğer alanlarda da mevcuttur. Pratik sonucu olmayacak faaliyetler göz ardı edilebilir. Oysa insana insan olma vasfını kazandıran birçok değerin pratik yararı bulunmamaktadır.

Erdemli olmak, doğaya tutku ile bağlanmak, adil olanı tercih etmek, dürüst davranmak, empati yeteneğine ve etik değerlere sahip olmak, başkalarının acılarını hissetmek, ülkeyi karşılıksız sevmek, tebessüm göstermek vb. Eğitim sistemimizin temel amaçlarına baktığımızda bu değerlere sahip birey yetiştirmek öncelemiş gibi görünmekte.

Ya sonuç? Faydacı yaklaşımımız devreye girmekte ve çocuğumuzun bir üst kademede daha iyi bir okula girmesi veya iş bulması için gerekli koşulların ne olduğuna odaklanılmakta ve gereği yapılmakta. Hal böyle olunca değerlerin dikkate alınmadığı bir yaşam biçimi ortaya çıkmaktadır.

Diğer taraftan eğitim sistemimizde kalite, ülkemizin önemli sorunlarının başında gelmektedir. Bunca çabaya rağmen istenilen seviye yakalanamamıştır. Çünkü belirlenen ve değerler içeren hedeflerin gençlere, ailelerine ve topluma pratik bir yararı olmamaktadır. Hangi eğitim kurumu yukarıda örneklerini verdiğim değerleri önceleyerek öğrenci kabul etmekte. Yine hangi kamu kurumumuz işe alma kriterleri arasında bu değerleri öne çıkarmakta.

Konu sadece değerlerle sınırlı değil. Örneğin yükseköğretimde bilginin yanında mezun öğrencilerde bazı becerilerin de olması beklenmektedir. Fakat hemen hemen hiçbir kamu kurumu bu becerilere göre eleman istihdam etmediği için, belirlenen becerilerin bir anlamı da kalmamaktadır. Çünkü bu becerilerin gençlere iş bulmada bir faydası yoktur. Eğitilme süresince hedeflenenler başka, eğitimden sonra seçilim ise bambaşka.

Aynı durum toplumun geneli için de geçerli. İnsanımızın bazı hasletlere ve becerilere sahip olmasını istiyoruz. Fakat insanımızın toplumda değeri, itibarı, görevlendirmeleri konusunda çoğunlukla başka kritelere öncelik veriyorsak teorik olarak arzu edilen hasletler ve becerilerin anlamı yok demektir. Çünkü insanın doğası faydaya dönüşebilen şeylere meyleder, istek duyar bu konuda çaba gösterir.

Sonuç olarak birçok konuda kabul etmek istemesek de faydacı tarafımız öne çıkmaktadır. Bu faydacılığımızı öngördüğümüz değerlere ve becerilere sahip bireyleri yetiştirmede kullanmamız gerek. Bunu da ancak öğrencilerimizin sahip oldukları beceri (liyakat) ve değerlerin hem öğrenimleri boyunca hem de toplumsal yaşamlarında avantaj sağlayacağı bir yaklaşıma kavuşturmamız halinde başarabiliriz.  Aksi durumda biyolojik bir kural işler; kullanılmayan organların körelmesi gibi, işe yaramayan insani özellikler ve beceriler de zamanla yok olur gider.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg